tanıl abiyle düzenlediğimiz dünya kupası etkinliğinde ilk maçımız, kupa öncesi çoğu kişi için sürpriz takım olacağını düşündüğü belçika ile zayıf takımlardan cezayir arasındaydı. 30 derece sıcaklıkta ve lokal saatle 13’de oynanan karşılaşmanın ilk dakikaları oldukça vasat geçti. cezayir golsüz beraberliğe çıkmış gibiydi, belçika ise bir türlü oyun kuramıyor ve hata üstüne hata yapıyorlardı. 25’de cezayir’in kontradan hazırladığı pozisyonun ardından hakemin verdiği penaltı kararı ile belçika’dan beklenen sürprizi afrika ekibi gerçekleştiriyordu. tanıl abinin maç öncesi “cezayir kazansın olmadı en azından bir gol atsın” isteği bir nebze olsun gerçekleşmişti. geri kalan kısımda witsel’in birkaç isabetli şutunu raïs m'bolhi’nin güzel kurtarışları dışında vasat bir maç izledik.
ikinci yarı başlarken ekrana, tribünlerdeki bir seyircinin elinde tuttuğu beyaz tişört geldi. işin garip yanı üzerinde cezayir: 1 belçika: 0 yazıyordu. seyirci maçtan önce hazırlayıp mı gelmişti yoksa devre arasında mı yaptırmıştı bilinmez ama enteresan bir sahneydi.
ikinci yarının başında ben içecekleri hazırlamakla meşgulken, belçikanın baskın oynadığı bilgisini alacaktım. cezayir 1-0’ı korumaya çalışıyor, belçika ise daha iyi ama rakibini açmakta zorlanıyordu. 70’de ceza alanına yapılan güzel ortaya "bonus kafa" fellaini’nin arkası kaleye dönükken, kafasının tersiyle attığı kafa şutu ile top önce üst direğe ardından da kalenin içine çarpıp gol oluyordu. aklımda gençlerbirlikli veysel cihan'ın 2003’de sporting lisbon deplasmanında attığı kafa golü geliyordu. ( http://www.macanilari.com...d=200320046012&aid=142306)
Golden sonra cezayir hiç yoksa 1 puan derken belçika daha adam akıllı oynamaya başlıyordu. 10 dakika sonra ilk kez cezayir defansını boş yakaladılar ve kontra sonrası buldukları golle öne geçtiler.
geri kalan kısımda belçika zaman geçirmeye çalışırken cezayir ise pek bir şey yapamıyordu. ve maç da 2-1 belçika’nın üstünlüğüyle sona erdi.