tanıl abiyle belçika - cezayir maçını izledikten sonra brezilya - meksika karşılaşması başlayana kadar oradan buradan muhabbet ettik.
maç başladığında spiker, meksika kalecisi guillermo ochoa’nın korsika adasının takımı ac ajaccio’da oynadığını ve takımın ligde yediği 72 golün ardından sonuncu olarak küme düştüğünden bahsediyordu. maçın ilk 20 dakikasında brezilya baskılı bir oyun ortaya koyunca spiker de kaleci hakkındaki bilgiyi tekrarlayıp duruyordu. derken bir yandan meksika oyunu dengelemeye bir yandan da ochoa nefis kurtarışlar yaparak takımını ateşlemeye başladı. spiker de zaman ilerledikçe ve ochoa nefis müdahalelere imzasını attıkça kaleci hakkında anlattıklarında 180 derecelik bir dönüş yaparak, yenilen 72 golde tek sorumlunun o olmadığını, takımın defansının kötü olduğunu hatta ligde nefis maçlar çıkarttığından bahsetmeye başladı. komikti.
meksikayı ilk kez kırmızı formayla izliyordum. tribünlerde doğal olarak sarı renk hakimdi ama aralarında küme küme kırmızı taraftar grupları da vardı. tanıl abi, “gelincik tarlası gibi” yorumunu yaptı. gerçekten de enteresan bir görüntüydü.
ilk yarı golsüz bittikten sonra ikinci yarı brezilya daha fazla etkili olmaya çalışıyor ama meksika da ara ara güzel ataklar geliştiriyordu. julio cesar ochoa’nun güzel kurtarışlarına özenmiş olacak ki, çok iyi bir iki kurtarış yapıyordu. maç sırasında tribünlerden yükselen tiz tonda, ani heyecanlı tepkiler tanıl abinin aklına türkiye’de son zamanlarda bol bol oynanan kadın ve çocukların izlediği cezalı maçları getiriyordu. bu yorumun üzerine ben de tribünleri dinler oldum. gerçekten de tribünde sadece kadın ve çocuklar var gibiydi.
maçı meksikanın kazanmasını istesek karşılaşma golsüz sona eriyor ve meksikalılar kalecileri ochoa’yu tebrik ediyorlardı.