ilk basımı 1997 olan eduardo galeano'nun "gölgede ve güneşte futbol" kitabından;
1954 dünya kupası'nda, almanya karmasının futbolcuları sürat yönünden şaşırtıcı bir performans gösterip macarları yaya bıraktılar. ferenç puşkaş, almanya'nın soyunma odasının tıpkı bir haşhaş tarlası gibi koktuğunu söylüyordu; bu sözle galip ekibin futbolcularının hiç yorulmadan at gibi koşmaları arasında bir bağlantı olduğu muhakkaktı.
1987'de almanya karmasının kalecisi harald "toni" schumacher, futbol konusunda yayınladığı kitabının bir yerinde şöyle diyordu:
"burada kadın yerine bol bol doping ilaçları bulacaksınız." bu sözle alman futbolunu ve dolayısıyla bütün profesyonel futbolu kastediyordu. "der anpfiff" (başlatma düdüğü) adlı kitabında almanya karmasının oyuncularının kendilerine aşırı dozda enjeksiyon yaptırıp birtakım hapları leblebi gibi aldıklarını ve devamlı olarak ishal olmalarına yol açan maden suları içtiklerini yazıyordu. bu ekip ülkesini mi temsil ediyordu, yoksa alman kimya endüstrisini mi? ilaç alma alışkanlığı öyle bir duruma gelmişti ki futbolcular uyumak için bile uyku hapı alıyorlardı. schumacher bu hapları görmeye bile tahammül edemiyordu; rahat bir uyku çekmek için onun bir maşrapa biradan başka bir şeye ihtiyacı yoktu.
alman kaleci, profesyonel futbolda uyarıcı, canlandırıcı ilaçların sık sık alındığını kitabında açıklıyordu. maç kazanılsın da nasıl olursa olsun düşüncesiyle hareket eden birçok futbolcu sahada koşan birer ecza dolabı haline gelmektedir. işin ilginç olan yönü, onları bu ilaçları almaya zorlayan sistem, olay bir sır olmaktan çıktığında onları suçlu olarak mahkûm ediyordu.
schumacher birkaç kez kendisinin de doping yaptığını ve bundan dolayı vatan hainliğiyle suçlandığını açıklıyordu. dünya kupasının unutulmaz ismi, halkın gözbebeği schumacher bu yüzden bir anda gözden düştü. kulübü colonia'dan ve dolayısıyla milli takım kadrosundan da çıkarıldı ve sonunda çareyi türkiye'ye giderek futbol hayatını orada sürdürmekte buldu.