ilk basımı 1997 olan eduardo galeano'nun "gölgede ve güneşte futbol" kitabından;
şampiyonanın tamamı ilk kez uydu aracılığıyla naklen verildi ve hakemlerin "şov"unu bütün dünya siyah-beyaz olarak izledi. daha önceki dünya kupasında avrupalı hakemler yirmi altı maç yönetmişlerdi, o yıl kıran kırana geçen otuz iki maçın yirmi dördünü yöneticiler onu şampiyonada oynatmamaya karar verdiler.
final maçını kraliçe elizabeth de izledi. gerçi "gol!" diye bağırarak ayağa kalkmadı; ama gizli gizli alkışlamayı sürdürdü. final karşılaşması ingiltere'nin bobby charlton'u ile almanya'nın beckenbauer'i arasında bir mücadele gibi görünüyordu. charlton tehlikeli, deneyimli bir "kanat" oyuncusuydu; beckenbauer ise mesleğe yeni başlamıştı ve kâh ileride kâh geride oynuyordu. rimet kupası birisi tarafından çalınmıştı, fakat pickles adlı bir köpek onu londra'da bir bahçeye atılmış olarak buldu. bu şekilde kupa zamanında sahibinin eline geçti, ingiltere maçı 4-2 kazandı. portekiz üçüncü oldu. dördüncülüğü de sovyetler birliği aldı. kraliçe elizabeth ingiliz karmasını şampiyon yapan alf ramsey'e asalet unvanı verdi ve pickles adındaki köpek de halkın gözbebeği haline geldi.
66 dünya kupası savunma taktikleriyle dolu olarak geçti. bütün ekipler "sürgü" taktiğini uygulayıp durdular; "süpürge" adı verilen bir oyuncu beklerin arkasındaki final çizgisini taramakla görevliydi. buna rağmen portekiz'in afrikalı oyuncusu eusebio rakiplerinin artçı birliklerinden oluşan bu aşılmaz duvarı dokuz kez aşmayı başardı. onun ardından alman haller altı golle golcülük listesinde ikinci sırayı aldı.