ilk basımı 1997 olan eduardo galeano'nun "gölgede ve güneşte futbol" kitabından;
birçok kardeşten biriydi ve ona garrincha adı verildi; bu çirkin ve işe yaramaz bir kuş ismiydi. futbola başladığında doktorlar çok şaşırdılar. bu anormalin hiçbir zaman sporcu olamayacağı teşhisini koydular. cılızdı, çocuk felci geçirmişti; salaktı, topaldı, bir çocuk zekâsına sahipti, omurgası bir s şeklindeydi ve iki bacağı da aynı tarafa doğru eğikti.
onun gibi bir sağaçık, bir daha dünyaya gelmedi. 1958 dünya kupası'nda oynadığı mevkideki oyuncular arasında en iyisi seçildi. 1962 dünya kupası'nda ise şampiyonanın en iyi oyuncusu seçildi. sahada geçen yıllar boyunca daha da fazlasına sahip oldu: futbol tarihinde, çevresine en çok mutluluk veren oyuncu o oldu.
o içinde olduğunda saha bir sirk, top da iyi eğitilmiş bir hayvancık oluveriyordu. maç mı dediniz? o da tabii ki güzel bir eğlenceye dönüşüyordu. garrincha, oyuncağını kıskanan bir çocuk gibi topu kimseye bırakmıyordu, top ile o öyle şeytanlıklar yapıyorlardı ki halk gülmekten iki büklüm oluyordu. kâh o topun üzerinden atlıyor, kâh top onun üzerinden aşıyordu; top saklanıyor, o kaçıyordu, o kaçtığında top onu kovalıyordu. tüm bunlar olup biterken önlerine çıkan rakipleri, kendi aralarında çarpışıyor, ayakları dolaşıyor, fenalaşıyorlar ve yere yığılıyorlardı. garrincha yaramazlıklarını orta sahadan uzak, yan çizgilerden sağdakine yakın bir yerlerde yapıyordu. kenar mahallelerde yetişmişti ve sahanın da kenarında oynuyordu. botafogo adı verilen bir kulüpte oynuyordu. kulübün ismi "ateş yakan" anlamına geliyordu, ateşi yakan da oydu tabii. stadyumları yakan botafogo oydu. içkiden ve öbür sağlığa zararlı şeylerden çok hoşlanıyordu. kalabalıkları hiç sevmiyor, nerede bir kalabalık birikse hemen oradan ayrılarak uzak yerlerde oynanmayı bekleyen bir topun, dans edilmesini bekleyen bir müziğin ya da öpülmeyi bekleyen bir kadının peşine düşüyordu.
peki hep galibiyetler mi görmüştü hayatı boyunca? hayır. o şanslı bir mağluptu yalnızca. şans da uzun sürmezdi doğrusu. brezilya'da bir söz vardır; "bokun değeri olsa, yoksullar kıçsız doğardı," derler.
garrincha da kendine yakışan bir şekilde veda etti hayata: fakirdi, sarhoştu ve yalnızdı.