tanıl ve necdet abinin öncülüğünde, alkaralar forumu üzerinden gençlerbirliği hentbol takımına destek verilmesi için bir süredir haberleşiliyordu. geçen hafta turan güneş’in arkasındaki türkiye hentbol federasyonu salonunda oynanan maça ilk sefer düzenlendi. bu hafta ben de ekibe dâhil oldum ve saat 13’de tanıl, necdet ve ozan abi ile buluşarak salona gittik. yeni yapılan salon oldukça güzel görünüyordu. birkaç şey atıştırdıktan ve biraz da laklak ettikten sonra tribüne geçip maçı izledik.
bir yandan 6 kişiyle salonu inletecek tezahüratlar yaptık (evet kapalı alanda daha basit bu işler!), bir yandan hentbol kurallarını “yerinde” öğrenme şansını yakaladık ve bir yandan da bol bol gülüp eğlendik. 27-25 kazandığımız maçın ardından sporcuların yanımıza kadar gelip tek tek teşekkür etmesi ve adeta gözlerinin parlaması desteğe ne kadar aç olduklarının birer kanıtıydı. zaten çıkışta hatıra fotoğrafı çektirirken yanımıza gelen, hentbol yazarı ve eski bir hentbolcu olan bir kadın sporcu, desteğimiz için defalarca teşekkür edip ardından sürekli gelmemizi rica ediyordu.
bu güzel galibiyetin ardından, ikinci durağımız olan maltepe’deki gençlerbirliği eski futbolcular derneği’ne doğru yola koyulurken tanıl abi futbol takımıyla kayseri’de bulunan ali ekber abiye, “hentbolcular kazandı sıra sizde” diye bir mesaj attı.
maltepe’de yerimizi aldığımızda maç başlamak üzereydi ve mehmet özdilek, hem cezalı ve sakat futbolcular, hem de (safça izlediğimiz transfer politikası nedeniyle elimizde bulunan bolca yabancı futbolcu nedeniyle her hafta yaşadığımız) yabancı sınırı nedeniyle takımı revize etmişti. dahlin’in yerine ramazan kaleye geçmiş, uğur çiftçi, nizamettin çalışkan ve ermin zec’e haftalar sonra ilk 11’de oyuna dâhil olmuşlardı.
aslında takım olarak beklediğimizden daha etkiliydik. ilk yarıda stanku’nun çaprazdan şutu, ermin’in kontrada, ceza alanına girdikten sonra yavaş pasladığı için diğer oyuncularımıza gelmeyen pası ve uğur’un aşırtma şutunu sinan’ın çıkartışı gibi 3 tane önemli pozisyon yarattık ama değerlendiremedik. kayserispor ise tüm maç boyunca karamboller dışında pek fazla etkili olamadı. ikinci yarıda ante’nin ceza alanında topa salladığı ayağı kayserili futbolcuya geldi mi, gelmedi mi (defalarca izlememe rağmen) tam olarak anlamasam da, muhtemelen futbolcunun abartı bir şekilde atladığı için hakem devam kararı verdi. bu pozisyondan bir süre sonra yine ante bu sefer ceza alanına girmeye çalışan bobo’nun beline sarıldı ve net bir şekilde faul yaptı. fakat faul pozisyonu (yine defalarca izlediğim göre) dışarıda olmasına rağmen bobo’nun ceza alanının içine atlaması nedeniyle (ve muhtemelen bir önceki pozisyon kafasında kaldığı için) hakem penaltı noktasını gösterdi. böylece kayserispor 1-0 öne geçti.
hemen akabinde yaşanan bir pozisyonda, topu saklamak ve zaman geçirmek için kendisini ısrarla tahrik eden mouche’ye (gereksiz yere) sert giren doğa’nın atılmasıyla oyuncu sarısında da geriye düştük ve tüm gardımız düştü. böylece sezon sonuna doğru oynayacağımız maçlara göre, göreceli olarak daha “kolay” olan 3 maçı peş peşe kaybederek kendimizi ateş hattına doğru yaklaştırmaya devam ettik.
dernekten çıkıp arabaya doğru yürürken tanıl abi, futbol takımı konusundaki "sonsuz" umutsuzluğumuzu özetliyordu, "hentbol takımı hayatımıza tam zamanında girdi!"
görünen yol kılavuz istemez derler. bizim takımın bu sezon ki halini en iyi açıklayan söz sanırım bu. çünkü sezon sonunda gönderilen oyuncuların yerine (kötü bile olsa) futbolcu alınmaması, orta sahada oyun kurucu ve forvet elemanımızın olmaması, devre arasına girerken kazanılan antalya ve beşiktaş maçına kanıp, (aptalca bir şekilde) “bu takımla idare ederiz, transfere gerek yok” diye düşünülmesi ve bir de üstüne üstlük elde bir sürü yabancı olmasına rağmen bir yandan onları göndermeye çalışırken, bir yandan da apar topar 2 tane acil olmayan mevkilere yapılan yabancı transferleriyle birlikte, ikinci devreye tüm takımlar güçlenerek girerken biz güç kaybederek girdik. buna rağmen ilk hafta ankara’da alınan rize galibiyeti (tek hedefi kümede kalmak olan) başkan, yönetim ve transfer yapıcılarımızı gururlandırmaya yetti! ama ardından oynanan akhisar, karabük ve kayseri maçının kaybedilmesiyle birlikte ateş hattına doğru hızlı ilerleyişimiz devam etti!
yıllardır süper lig’de mücadele eden bir futbol takımının her şeyi eksik olur mu? olurmuş. sağ olsunlar(!), yıllardır tek hedefi, "kümede kalmak" olarak belirleyen gençlerbirliği’nin sevgili başkan, yönetici ve transfer yapıcıları bize bunu da öğrettiler!