ilk basımı 2004 yılında olan halil özer'in "galata sarayı efendileri" kitabından;
iki yıl önce antalya'da bir maç... galatasaray ertesi gün antalyaspor ile oynayacak. gazeteci talya otel'de kalıyor. sabah kahvaltıyı açık havada yapar. harika bir hava vardır. aynı otelde galatasaray basketbol takımının menajeri doğan hakyemez de kalır. hemen gazetecinin yanına oturur. sohbet ilerler. kahveler, çaylar gider gelir. hakyemez'in ağzı biraz boştur. sonunda yumurtlar. "biliyor musun bizim alacaklarımızı fatih terim kendi cebinden ödedi."
gazetecide yine aynı taktik. hiç bozuntuya vermez. "aa öyle mi" der hepsi o kadar.
ama ertesi gün haber milliyet'e manşet olur. haberin çıktığı gün yine aynı masa. gazeteci yerinde, hakyemez yanında. telefon masada. çaylar bardakta, yumurtalar tabakta. "zırrrr..."
gazeteci hemen açar. açması ile telefonu kulağından uzaklaştırması bir olur. arayan başkan faruk süren "bunu sana kim söyledi. terim kim? onun işi mi bu? parayı biz ödüyoruz? yakarım seni. bitiririm hepinizi." telefon kulaktan otuz santim uzakta. ama her şey net duyuluyor. bir ara doğan hakyemez'in adı geçer. hakyemez o sırada mosmor. gazeteci telefonu hemen hakyemez'e uzatır. sessizce "al dinle. senden söz ediyor." der.
hakyemez telefonu alır dinlemeye başlar. süren'in sesi tüm masadan duyulur. gazeteciyle konuşuyordur, ama başta doğan hakyemez olmak üzere herkes dinler konuşulanları. "sana bu haberi vereni biliyorum. bu haberi sana o doğan denilen sahtekar verdi. onu da yakacağım, bitireceğim, sileceğim onu, hele onu bir bulayım ben yapacağımı biliyorum."
hakyemez'in moru mor, alı al. bukalemun gibi. renkten renge girer. ayağa kalkıp elinde telefon dolaşmaya başlar. gazeteciye bakar ama bir şey söylememektedir. "aaa söylemeseydin kardeşim. hem söylüyor, hem de korkuyor.."
sonra süren telefonu kapattı. olan hakyemez'e oldu. gazeteciye bin tembih "bak ne olur hatırım varsa başkana söyleme benim söylediğimi" "baba ayıpsın. yakmam seni. ekmeğinle oynamam. hadi yumurtanı ye."
bu olaydan bir ay sonra hakyemez kulüpten kovuldu. ama gazeteci tek kelime söylemedi başkana. çünkü o zaten tahmin ediyordu. çünkü süren hem gazeteci'nin, hem de galatasaray basketbol takımının talya otel'de kaldığını biliyordu..