ilk basımı 2004 yılında olan halil özer'in "galata sarayı efendileri" kitabından;
aslında ilie'nin galatasaray'a transferi de gazeteci için ilginç bir anıdır. 1996 yılında yapılan avrupa şampiyonası sırasında gazeteci ailesi ile birlikte altınoluk'a tatile çıkmıştır. tatile çıkmasına rağmen her gün galatasaray haberleriyle ilgilenirdi. o sıralarda fatih terim milli takımın başında avrupa şampiyonası'ndadır. şampiyona bitince galatasaray'ın başına gelecekti. bir yandan da futbolcu bakıyordu. o gün gazetecinin elinde hiç haber yoktu. istanbul'dan telefonu sürekli haber için çalıyordu. "ne yazsam, ne yazsam" diye düşünürken, bir yandan da romanya'nın maçını izliyordu. o sırada ilie diye bir oyuncu herkesi çalımlayıp ceza sahasına giriyordu. "vay be adama bak" o sırada telefonu yine çalar. arayan o zamanki spor müdürü ihsan topaloğlu: "kardeşim bu sayfa haber bekliyor." şuna bak sanki istanbul'dayım. tatildeyim ben ya. on dakika sonra gazeteci telefonla gazeteyi arar. "tamam ağabey. şimdi öğrendim. galatasaray romanya'dan ilie'yi alacakmış."
gazeteci aynaya bakarak burnunun uzayıp uzamadığını kontrol eder. palavrayı doğaçlama yapmıştır. "ilk adı ne?" "ne bileyim ben. ilk adını bilmiyorum. bilgiyi veren ancak bu kadarını verdi." "yaz ağabey yaz."
aradan birkaç gün geçer. gazeteci altınoluk'da gazetelere bakarken hürriyet ve sabah gibi gazetelerin de kendi haberinden sonra ilie'nin ismini yazmaya başladığını görür. önceleri "ulan bizim yalana bak. meşhur oldu. yazın babacım yazın. gelir belki." diye düşünüp durur. bir gün sonra da galatasaray açıklama yapar. "romanya'dan adrian ilie'yi transfer ettik."
açıklamadan sonra gazetecinin telefonu çalar. arayan yine ihsan topaloğlu'dur. "helal sana herkese geçirdik. sende de ne kuş varmış. ona da helal olsun." "yok canım önemli değil. bu bizim görevimiz."
haberi milliyet'in yazdığını fatih terim de ingiltere'den duymuş. istanbul'a telefon açıp, "kardeşim bu kuşu bulun. kim söyledi bunu. ağzınızda bakla ıslanmıyor" diye avaz avaz bağırmış.