kenan başaran'ın "arkadan müdahale: 3 temmuz şike davası süreci" kitabından;
duruşma salonundan
aziz yıldırım'ın sözlü savunmasından önemli bölümler ve mahkeme başkanı mehmet ekinci ile diyaloglar
6. celse / 21 şubat
(...)
sanık aziz yıldırım: hazmedemediğim bazı şeyler var başkanım. ben diyarbakırlıyım, diyarbakır doğumluyum, ergani kasabasındanım. benim örfümde, adetimde bu yok, bunun için rahatsızım. yoksa önemli değil yani suç yapmışsam suçumu çekeceğim tabii ama şu da olabilir ya, biz bunu mahsustan yaptık."
başkan: yani şu anlama gelmiyor mu? bakın şunu söyleyeyim. bizim buada tabii ki doğal olarak görebimiz maddi gerçeği ortaya çıkarmak gerçekten bir yanlış varsa, iddianemede bir husumet varsa, bu operasyonda görev alan şahısların size özgü, size yönelik husumeti, bir amacı varsa onları tabii ki biz değerlendireceğiz. ama tabii ki şöyle bir şey oluyor. yani siz beraber samimi olduğunuz insanların, yani samimisiniz öyle görünüyor beraber oturuyorsunuz, yemek yiyiyorsunuz. onların operasyon yapması mı? yani o anlamda mı rahatsız oluyorsunuz.
sanık aziz yıldırım: ama o anlamda değil de sayın başkanım, şimdi biz birisiyle samimiysek, çok şeysek ya uyarırız bir şey varsa. hiçbir şey yok, ben size iki tane tape okuttum, o suç mu, o iki tane tape ile beni dinlemeye...
sanık aziz yıldırım: tamam peki başkanım, urfa da yaptığımız maçta trabzonspor'a kaybettik. kupa merasiminde şenol güneş, sayın şenol güneş, "başkanım merak etmeyin şampiyon sizsiniz" dediler. bize söylediler. herhalde onu telefonda söyleseydi bugün suçlu olarak buradaydı. sonra statta 1-1 maç devam ederken emre ile egemen kavga ediyordu. ben geldim araya girdim, bizim ikisini de yatıştırmak için. o arada biraz sert geldik galiba, şenol hoca arkamdan yapıştı bana, eğilerek "şampiyon sizsiniz, 45 dk var başkanım, n'olur sakin olun" dedi. bunların hiçbiri şike olmuyor ama bizim telefonda en ufak bir söylememiz şike yerine geçiyor. yalansa bu söylediklerime cevap versinler.
sayın başkanım bursaspor-ibb maçında yusuf turanlı antep'ten baklava getirmiş. biz iddianameye göre suçluyuz. orada "her şeyi vereceğim" diyor bizimki, baklava, istanbul'da ibb sporla diyarbakırspor maçı, bu çok önemlidir sayın başkanım, bunu herkes bilmiyor, bunu ben biliyorum, birkaç kişi biliyor, bir de siyasiler biliyorlar; istanbulıda ibb sporla diyarbakırspor maçı son dakikada seyircinin sahaya girmesiyle hakem tarafından tatil edildi. maç yarıda kaldı. burada olimpiyat stadı'nda. maçın skoru 1-0 ibb lehineydi. tff, diyarbakırspor'u hükmen mağlup edecekken bu konunun memleket meselesi haline gelebileceğini belirterek, "gerekirse siyasilerle konuşun" önerisi yaptım. şahitlerim mahmut özgener federasyon başkanı ve göksel gümüşdağ'dır. tff başkanı da gerekli görüşmeleri yaparak maçın neticesini kurallara aykırı olduğu halde 1-0 ibb'nin lehine tescil ederek hükmen mağlubiyet kararını almadı yani maçı 1-0'a bağladılar. eğer diyarbakırspor ibb spor maçına, maç bitmemiş, yarıda kalmış gibi bir işlem yapılsaydı ve kuralları uygulansaydı diyarbakırspor küme düşmüş olacaktı. biz sahamızda berabere kalmıştık diyarbakırspor'la. 2 puan kaybetmiştik ve bu 2 puan bize fenerbahçe'ye geri verilecekti ve yıl sonunda fenerbahçe şampiyon olacaktı. biz ülke menfaati için bunu yapmadık. ucuz şampiyonlukların peşinde koşmadık. türkiye cumhuriyeti'ni düşünerek kendimizden taviz vererek ülke için olabilecek olumsuzlukları önledik. fenerbahçe'yi bugün bu şekilde değerlendirmek gerekmektedir. fenerbahçe spor kulübü yöneticilerinin sosyal ve ticari hayat içerisinde etkin bir konum kazandıkları büyük bir yalandır. beşiktaş'taki savcılar ve hâkimlerle de bazı zamanlarda beraber olduk. acaba onlar mı sosyal yönden fenerbahçe'den faydalandılar; yoksa bizler mi, bizlerin kazandığı belli zaten metris'de yatıyoruz.
(...)
dip not: alıntının başınd aziz yıldırım, samimi oldukları savcı zekeriya öz ve mehmet berk'in nasıl böyle bir soruşturma açabildiklerinden dert yanıyor.