yeni açıkta yerimizi aldığımız bir şampiyonlar maçıydı. eylülün sonu ve serin bir istanbul gecesi. şamiyonlar liginde şansımız bir türlü tutmuyor üst turu uzun süredir göremiyorduk. ispanyol ekibi o dönem basklı futbolcuları ile çok güzel bir hava bulmuştu. maç çekişme içinde başladı ve okan ile golü bulduk derken beraberlik geldi hemen. en çok güvendiğimiz kişi hagi'ydi. ve tribünde durmadan hagi'ye küfreden 50 yaşlarında bir amca vardı. hagi hata yaptıkça küfrün dozajını arttırıyor ve bizi de çileden çıkarıyordu. tezahürat, maça konsantrasyon derken sürekli gözüm/kulağım bu adama takılıyor ve ettiği küfürlerden artık illellah diyordum. bri kaç kez uyarmamıza rağmen oralı bile olmadı. ve maç sonuna doğru yaklaştı tam artık bu iş buraya kadar demişken orta sahadan kapılan bir topla tugay pasını hagi'ye verdi. hagi ceza alanına sol çarprazdan adım attığı anda öyle bir füze çıkardı ki ancak topu kalede gördük. koşarak bizim tribüne doğru geldi ama tribün yıkılıyor. sevinci anlatmanın imkanı yok herkes coşku içinde. hemen aklıma küfürbaz adam geldi ve ona doğru baktığımda şunları haykırıyordu: "taşşaklarını seveyim hagii taşşaklarına kurban olayım hagiii"