ilk basımı 2000 olan ahmet çakır'ın "o bir imparator" kitabından;
galatasaray bu tarihe finale hazırlanırken, ilginç bir gelişme yaşanmıştır. imparator elbette ki rakibin son maçlarını izlemek üzere londra'ya gider. birkaç ay içinde ada'ya bu üçüncü büyük mücadele için gelişidir. önce chelsea karşısında üzülmüş, ardından leeds önünde adeta cehennemden kaçışı gerçekleştirmiş şimdi de arsenal'i 17 mayıs'ta kopenhag'da devirebilmek için neler yapması gerektiğini görüp anlamaya gelmiştir.
bu kez ortam sessiz, gönlü rahattır. insanın ömründen epeyce geniş zaman dilimlerini götüren gerilimli günler geride kalmıştır. şimdi de heyecanlı bir bekleyiş söz konusudur ama endişelenecek bir şey yoktur.
bu duygular içindeki imparator'u londra'da kendisini eski bir dost karşılar: birol nadir.
asil nadirin büyük oğlu hem bir galatasaray tutkunu, hem de arsenal kulübü'nün 25 yıllık üyesidir.
daha önce türkiye'de fotospor'un sahibi olan birol nadir babasının geçirdiği sarsıntının ardından bir süre ayakta durduktan sonra gazetesini satarak türkiye'den ayrılmak zorunda kalmıştır. ingiltere'ye de gidemediği için irlanda'da yaşayan birol nadir, galatasaray'ın avrupa kupalarındaki hemen her maçını yerinde izlemeye çalışır.
asil nadir'in geçmişte yaşadıklarıyla ilgili olumlu bazı gelişmeler üzerine yeniden ingiltere'ye gelebilme imkânını bulan birol nadir, büyük bir keyifle imparator'a evsahipliği yapacak, istediği bilgilerin de fazlasını bulmasını sağlayacaktır.
aslında imparator, emir vererek elde edebileceği birtakım bilgileri, minnet duymasını gerektirebilecek şekilde kendisine getirilmesinden hoşlanacak biri değildir. gelgelelim, birol nadir hem futboldan gerçekten anlamaktadır, hem de arsenal hakkında öylesine derin ve ciddi bilgi sahibidir ki, öğrendiklerinin final maçında oluşturacağı starateji için işine yarayabileceğini düşünmekten kendisini alamaz.
birol nadirin aktardığı bilgiler sadece söz düzeyinde değildir. arsenal hakkında çok sağlam bir arşivi bulunan nadir, görüntülü ve canlı bütün bilgileri imparator'a aktarırken, bir yandan da şunları söyler:
"iki durumda da üzülen ben olacağım. arsenal kazanırsa galatasaray için, tersi olursa arsenal için..."
buna benzer durumlardaki pratik buluşlarıyla da bilinen imparator, "niye öyle olsun," der, "tam tersine, her iki durumda da sevinen sen olacaksın. kupayı ya bir takımın kazanacak ya da öteki... ama bizim kazanmamızı daha çok istediğini ben biliyorum..."
o gerçekten müthiş final sırasında da heyecanların en büyüğünü birol nadir yaşamıştır. sonuçta ortaya çıkan tabloya sevinmemek de mümkün değildir. galatasaray, gerçekten de destansı biçimde bu finali kazanıp uefa kupası'nı türkiye'ye götürmeyi başarmıştır.