soğukta istanbul sokaklarında gençlik yıllarımızda kimlik arayışlarımızın peşinde gezdiğimiz yıldır 1987 yılı.
galatasaray fenerbahçe maçının oynandıgı hafta cağlayanda bir kahvede oturmuş okey oynuyorduk dışarıda ise sağuk ve yağışlı bir hava vardı.
halamın kızı hatice beni bir kız ile tanıştırmıştı halamın kızının tanıştırdıgı kız ile osmanbey şişli taksim gezdikten sonra o yıllarda adeta hüçre evimizin olan çağlayandaki kahveye dönmüştüm. soguktan iliklerime kadar üşümüştüm.
o yıllarda babalarımız bizim izimizi sürüyordu bizde mahelledeki kahveye takılmaktansa gözlerden uzak olmak için mahalledeki kahve yerine nisbeten daha zula bir yer olan çaglayana takılyorduk babalarımızın takibine takılmak istemiyorduk.bu kimlik arayışı yüzünden babalarımızlada takışıyorduk.babalarımızı karşımıza almaktansa gözden uzak olmayı tercih etmiştik.
masanın üzerinde sabah gazetesi vardı onlar okey oynuyordu ben gazete okuyordum sanırım sabah gazetesiydi.talay erker adında bir spor yazarı vardı gazetenin spor sayfasına manşet atmış fenerbahçe bu maçı kazanacak demişti.
haberi okuyunca adete çileden çıkmıştık arkadaşım birol kemo bu adam ne yazmış manyak ulan bu adam demişti evet haklıydı bizim birol galatasaray fovori idi galatasaray fenerbahçeyi yenecek güçte idi.biz sabırsızlıkla maç gününü bekliyorduk maçtan sonra talay erker denen yazar galatasaray kazanınca ne yazacak acaba diye merak edip önümüzdeki haftanın makarasının şimdiden hazır olduğunu düşünüyoduk.
maç günü gelip çatmıştı mecidiyeköyde ali sami yen stadı gişelerinde kuyruga girdiğimizde olaylar yüzünden kuyruklar bir kaç kez dağılmıştı o yıllarda tribünler eşit olarak iki takım taraftarlarınca paylaşılıyordu.fenerbahçe taraftarı bizimde bulunduğumuz galatasaray taraftarlarının bulunduğu tarafa caddenin karşı tarafından taş atıyordu.bu yüzden kuyruk dağılmıştı galatasaray taraftarlarının bir kısmı bu taşları geri iade etmek için kuyruktan çıktılar ve taşları topladılar daha sonra fenerbahçe taraftarının bulundugu tarafa atmak için gittiler aynı taşlar bir otarafa bir bu taraf gidip geliyordu.
bu taş atma muhabbeti hoş bir olay değildi ama bizzede avantaj sağlamıştı kuyruğun öntaraflarında kendimize yer bulmuştuk.
daha sonra bilet gişesi açıldıktan 3-10 dakika sonra içeri girdik içeri girdiğimizde stat henüz boştu baca dibi dediğimiz yeni açık tribünün kapalı numaralı tribüne yakın olan tarafa geçmiştik 20 kadar galatasaray taraftarı henüz giriş yapmıştı keza aynı şekilde fenerbahçe taraftarıda aksi taraftaki kapalı tribünün bulundğu köşeyi almıştı.
daha sonra 2 fenerbahçe taraftarının bizim bulunduğumuz tarafa dogru yöneldiğini gördük evet iki fenerbehçeli bize doğru geliyordu biz şaşkınlıkla kendilerini izliyorduk.
fenerbahçeli taraftarlar bize ilk önce selam verdiler daha sonra da bulunduğumuz yerleri birbirimizle değiştirmemiz gerektiğini söylediler ..şaşırmıktık.... ne demek anlamadık daha sonra ise beden terbiyesi genel müdürlügünün ayarlamalarıa göre yerlerimizin ters olduğunu bize söylediler.biz bunu kabul etmedik.
daha sonra fenerbahçeli iki taraftar geri yerlerine döndüler. tribünlerdeki insan sayısı yavaş yavaş coğalmaya başlamıştıki bir kaç dakika sonra iki fenerbahçeli taraftar ve cevik kuvvet polisleri ve yanlarında amirleri ile birlikte taraftarların yer değiştirecegini söylediler cevik kuvvetin başlarında buluan sivil amir fenerbahçeli taraftarların merdivenlerin altından bizim ise tribünün en üst tarafında buluan kolidordan yer değiştirecegimiz söylediler...daha önce hiç böyle bir şey ile karşılaşmadığımızdan şaşkınlık içerisnde gs -fb tribünü değiştirmiştik.
daha sonraki saatlerde ise tam bir kaos yaşanmaya başlamıştı bilet alıp içeri giren taraftarlar diger taraftarlar tarafında taçize uğrayarak tribüne giriyorlardı cünkü dışardan bilet alan galatasaray taraftarı fenerbahçe taraftarının bulundugı arka taraftaki kolidoru geçmek zorunda idi aynı şekilde fenerbahçeli taraftar ise galatasarlıların bulunduğu tribünün arkasındaki kolidordan stada giriş yapıyordu.o gün hiç istenmeyen olaylar yaşanmıştı stad içerisinde.
nihayet tribünler dolmuştu maçın başlama saati yaklaştıkca heyecan ve stres artıyordu.galatasaray fenerbahçe takımları çimlerdeki yerini alınca ortalık konfeti yağmuruna dönmüştü o yıllarda takımlar şimdiki gibi maçtan önce ısınmak için sahaya çıkmazlardı maçtan 5 dakika önce sahaya çıkar seyirciyi selamlar seremoni yapılır ve maç başlardı.
maça galatasaray iyi başlamıştı gol geldi gelecek gibiydi çok umutluyduk maçı kaybedeceğimize dair hiç bir belirdi görünmüyordu..bizim galatasary tribününde kovboy şapkası takmış bir kaç galatasaray taraftarı da vardı..bu şapkaları sarı kırmızıya boyamış olan galatasaray taraftarı diğer galatasaraylı taraftarlarına ilgi odağı olmuştu.
maçın ilk yarısının son dakikalarına dogru fenerbahçe kafasını ancak kaldırabilmişti galatasaray oyunu fulya tarafındaki eski açık tribününün bulundugu kaleyi albuka altına almıştı.
fakat fenerbahçe numaralı tribünün bulundugu taraftan bir faul atışı kazanmıştı atışı kullandılar ve kayhan golü attı kayhan golü atar atmaz fenerbahçe tribünlere koştu tel ergülere kadar tırmanmıştı neye uğradığımızı şaşırmıştık.
ikinci yarı galatasaray'ın goller atacagına inancımız tamdı galatasaray iyi top oynuyordu ikinci yarıda da galatasaray bastırdıkca bastırıyordu fakat gol gelmiyordu fenerbahçe kalecisi lukovcan adeta hayatının maçını oynuyordu.
malesef maçı kaybettik hüzünlü oldu mahalleye dönüşümüz fenerbahçelilerin alaylı bakışları arasında mahalleye giriş yapmıştık aslında maçtan sonra çağlayandaki kahveye gidecektik öyle konuşmuştuk ama hiç neşimiz yoktu mahahalleye geldik bir az ayak üstü muhabbet ettikten sonra evlerimize girmiştik....cok hareketli neşeli gir hafta gecirmiştik.. fakat maçtan sonra çok hüzünlü idik oysaki maçı kazansaydık mecidiyeköyde bulunan sabah gazetesine gidip gazetenin kapısına galatasaray bayragı asaçaktık bir hafta kahvede bunun heyecanını yaşamıştık maçı kaybedinnce bu hayalimiz suya düşmüştü....çok hüzünlenmiş ve çok üzülmüştük..bu hüznü atladabilmek için sezon sonunu beklememiz gerekecekti.