galatasaray takımı inanılmaz bir tempo ile maca basladı. ilk yarıyı başladığı gibi bitirdi. ancak maçı izleyen herkes ikinci yarıyı çıkaramayacağımızı söyledi. 55 ile 65. dakıkalar arasında hakikatende takımın temposu düştü ancak 65. dakikadan sonra yeniden bir tempo kazandı oyun. galatasaray tek kelime ile kusursuz oynamıştır. sayısız gol pozisyonu ve rakibe tek pozisyon vermemek kolay olmasa gerek. geçtiğimiz hafta bir yazar galatasaray maçları ıcın ozel tuketim vergisi alınmasını istemişti. gerçektende keyif veren futbol ve mucadeleyi bizlere sergileyen takıma ve hocaya sonsuz teşekkürler. rövanş için çok umutluyum asla galatasarayın bu turu geçemeyeceğini düşünmüyorum. rakibin kalecisinede değinmeden geçemeyeceğim. adler. gerçekten kaleci nasıl olmalı herkes gördü. kusursuz oynadı. almanya hiçbir zaman yaşamadığı kaleci problemini 15 yıl daha yaşamayacak anlaşılan.
16 yıl önce 18 mart 1992'de yine karlı bir havada galatasaray alman werder bremen'le oynamış sayısız pozisyon bulmuş ama kazanamamştı. yine karlı bir havada galatasaray, leverkusen'ı silkeledi ama yenemedi.
galatasarayın avrupada zafer kazanmaya basladıgı yıllarda bu baslangıcın mimarlarından olan mustafa denizlinin mac için yazdıkları dikkate değer. eleminasyon sisteminde büyük tecrübe sahibi denizlinin fikirlerini paylaşmak istedim. 'maçtan önce yağmaya başlayan kar, bir anda kafamda werder bremen karşılaşmasını çağrıştırdı. arda'ya ilk yarıda ceza sahasında yapılan hareket portekizli hakemi ve steaua bükreş maçını hatırlattı. ama galatasaray'ın oyununu kar da, hakem de engelleyemedi. tahminimin çok üstünde bir galatasaray izledim. galatasaray gol atamadı, ama ligdeki çizgisinin çok üzerine çıktı. bu galatasaray ümitlerini ali sami yen'de bırakmadı. tam tersine daha güçlü olarak ikinci maça taşıdı.'