ilk basımı 2000 olan ahmet çakır'ın "o bir imparator" kitabından;
sarı kırmızılı takımın avrupa şampiyonlar ligi ön eleme maçında deplasmanda isviçre şampiyonu'nu 4-1 yenmesi, asıl büyük patırtıyı yaratan gelişmeydi. çünkü sion karşısında gollü bir beraberlik bile çok iyi sonuç sayılıyordu. oysa bunun tam tersini düşünen biri vardı, o da fatih terim'di.
o, türkiye'de kendisine bu ayrıcalık tanınmış olan insanların tamamına yakın bir bölümünün bilmeden konuştuklarının farkındaydı. sion'la ilgili değerlendirmeler de herhangi bir araştırmaya filan dayanmıyordu. işte isviçre şampiyonuydu, kadrosunda şu futbolcular vardı, daha önce galatasaray'la oynadığı maçlar şöyle olmuştu, böyle olmuştu...
buna benzer yarım yamalak bilgilerle bir sonuca varılıyor, bizim takımların avrupa'da fazla bir başarı şansının olmadığı şeklindeki kökleşmiş inanç da bununla harmanlanarak fikirler oluşuyordu.
oysa imparator'un bakışı çok daha farklıydı. o, rakibi analiz ediyormuş gibi görünmekle yetinmeyip bunu gerçekten yapıyordu. her türlü ayrıntıyı değerlendirme konusundaki olağanüstü titizliğinin bir örneği, sion maçı öncesinde ortaya çıkıyordu.
galatasaray o güne kadar hep adidas toplarla oynamıştı. ancak 3 gün önce gidilen sion'daki hazırlıklar sırasında sarı kırmızılı takımın nike toplarla çalıştığı dikkatli gözlerden kaçmamıştı. bunun da çok basit bir nedeni vardı. çünkü sion bu toplarla oynuyordu ve maç da böyle yapılacaktı.
sadece futboldan anlamayanlar için değil, anlayanların çok büyük bir bölümü için de, konuyu "ha adidas, ha nike, ne fark eder, sonunda hepsi aynı futbol topu değil mi?" şeklinde değerlendirmek mümkündü. ancak işini gerçekten bilenler için durum hiç de böyle değildi. imparator da böyle biriydi. bu denli ciddi ve titiz çalışmasının ödülünü de 4-1'lik harika galibiyetle alıyordu.
o maçı tribünde izleyenler arasında sarı kırmızılı'ları en çok kızdıran kişilerden biri de vardı. fenerbahçe ile pek yurtdışına çıkma imkânı bulamayan ömer çavuşoğlu, galatasaray'la isviçre'ye gelmişti. elbette ki sion'u tutuyordu ve sarı kırmızılı takımın farklı bir yenilgiye uğraması için dua ediyordu.
ilk 10 dakikada galatasaray 2-0 öne geçince, hemen tüm gazeteciler onun yanına gelip alay etmeye başladılar. ama çavuşoğlu pes etmek istemiyordu. "durun, daha maç bitmedi..." diyordu.
maç bittikten sonra da, çavuşoğlu'nun galatasaray'dan gözünün korktuğunu kimseye söylemese de vücut dili pek gizleyemiyordu.
1965 yılında galatasaray yine rahatlıkla yenebileceğini sandığı sion karşısında, o gevşeklikle 5-1'lik bir yenilgiye uğramıştı. aradan 35 yıl geçtikten sonra elde edilen sonuç, türkiye'de, en azından imparator'un galatasaray'ında bir şeylerin değişmekte olduğunu gösteriyordu.