ilk basımı 2000 olan ahmet çakır'ın "o bir imparator" kitabından;
bu arada türkiye kupası'nda ilginç bir olay yaşanıyor ve galatasaray pek alışkın olmadığı biçimde bu kupaya erken veda ediyordu. ankara'daki gençlerbirliği maçında inanılması güç bir olay yaşanmış, 1-1 biten karşılaşmanın ardından 16'şar penaltı gole çevrildikten sonra 17. penaltıyı galatasaraylı ilyas'ın kaçırması üzerine cim bom kupaya veda etmişti.
aslında galatasaray'ın kazanabileceği bir maçtı... ama takım iyi konsantre olamamış, yakaladıkları fırsatlardan da yararlanamamışlardı... gerçi bunlar futbolda belli aralıklarla yaşanabilecek türden olaylardı ama imparator böyle bakmıyordu.
o gece imparator ve arkadaşları evlerine gitmediler. florya'da kalıp bu başarısızlık üzerine konuştular. gerçi ortada fazla büyütülecek bir şey yoktu. inanılması güç bir talihsizlik yaşanmıştı. ancak bu ilk sezonda mutlaka başarılı olmak zorundaydılar. yoksa yapmak istedikleri her şey ortada kalırdı. onun için hiçbir şeyi raslantıya bırakamazlardı.
saatlerce süren değerlendirmelerin ardından gecenin özetini çıkaran imparator, yardımcılarına şunları söyleyerek geceyi noktalıyordu:
"dünyanın en büyük işlerini yapacağınızı bilseler de, sahadaki sonuçlar iyi olmadıktan sonra sizi görevde tutmazlar!... başarılı olmak zorundayız; mazeret yok... hata neredeyse, arayıp [bulacağız... daha iyi futbol oynayacağız, hatta daha iyi penaltı itacağız. kazanıp bize yakışan yerlerde olacağız."
tabii sarı kırmızılı takımın türkiye kupası'na böyle erken veda etmesindeki hatanın nerede olduğu bilinmiyor değildi. 17 penaltının birini bile kurtaramayan hayrettin'in suyu çoktan ısınmış gibiydi.