"ortak düşman" yaratmak ve dikkatleri o düşmana yöneltmek tepki toplayan idarecilerin çok sık başvurduğu bir yönetim stratejisidir. bunun bariz bir örneğini bugün kulüp yönetiminin yaptığı açıklamada gördük. bugüne kadar uygulanan hatalı politikalar karşısında taraftarın yaptığı iyiniyetli ve yapıcı uyarılara kulak asmayan kulüp yönetimi fenerbahçe maçındaki hakem hataları ve yayıncı kuruluşun tavırları hakkında uzun bir şikayetnâme hazırlamakta gayet hızlı, istekli ve enerjik davranmış...
ancak, kendilerinin taraftarlar hakkında hâlâ anlamadıkları bir nokta var: gençlerbirliği taraftarının derdi bir maçta yenilmek değildir. hatta hakem hatası nedeniyle yenilsek dahi sitem eder unuturuz. bizim asıl derdimiz, taraftarın fedakârlığına rağmen bizi temsil eden yöneticilerin umursamaz, ezik, kişiliksiz tavırlarıdır! örneğin, her ortamda "gençlerbirliği bu sistemde bir piyondur" diyen bir başkanın bugün hakemden ve yayıncı kuruluştan şikayetçi olma hakkı yoktur.
oyuncularını, tribünlerini, kombine biletlerini istanbul çocuklarına peşkeş çeken zihniyet bugün bir hakeme yüklenerek kulübün haklarını koruyor numarası yapmaktadır. hatta "türkiye cumhuriyeti başkentini süper ligde temsil eden tek takım" olmamız bile bu ajitasyonun bir parçası yapılmıştır ki bu bizim başarımız sonucu elde edilen birşey değil, ankaragücü'nün küme düşmesi sonucu ortaya çıkmış bir durumdur.
tüm bu nedenlerden dolayı yapılan açıklamanın itibar edilecek tarafı yoktur!