terso bir zamanımdı, içime kapanmışım iyice, alkole vermişim kendimi. kulakta walkman, aldım geldim biraları. güdaş'ın orada ızgaranın arkasına yere oturdum, süper sote bir yerdi o zamanlar. açtım biraları sırayla, bir yandan da maçı dinliyorum. gençler'e sempatimiz var o dönem, ama en önemlisi sarı kırmızı renklere olan duygularımız.
bir yandan maçı dinliyorum, bir yandan insanlar geçiyor ürkerek, yuh diyorum, siz de yurtta kalıyorsunuz ben de aynısını yapıyorum, ucube gibi bakmayın, gidin iki bira için keyfinize bakın...
penaltılara kaldı maç, sevindim tabii. yurtlara girme vakti yaklaşıyor, bir yandan da hava soğumuş deli gibi. son biramı da içtim, bitmedi penaltılar. hadi dedim yürürken dinlerim, tam geliyorum yurda, gs kaçırdı, sarhoşun biri kulağında walkman oley diye bağırıyor, diyorum ki içerken bile bu kadar garip bakmamıştı insanlar. gençler de son penaltıyı atınca tabii acaip sevinmiştim.
gsli arkadaşlarla birkaç el kol hareketini paylaştıktan sonra yatıp uyudum.