dün akşamki oyun, beşiktaş’ın ayıp kapama oyunuydu. hem f.bahçe gibi büyük bir rakibini yenecekti, hem de zirve sıcaklığının içinde kalacaktı. ikisi de olmadı.
f.bahçe’nin ligdeki konumuyla, ekstradan berberaberlik alma lüksü var. f.bahçe, bu maçı kazanmasaydı da, bundan sonraki oyunları kazansa şampiyon olacaktı. yani stresli taraf beşiktaş. onu da dün akşam gördük. kazanmaya mecbur olduğun maçlarda ekstrem sonuçlar çıkabilir. böyle de oldu. ama hep söylüyoruz ya. beşiktaş’ın kolay gol yeme hastalığı var. dün akşam da bu devam etti. çok gol yiyen takımların iki yakası bir araya gelmez.
kaleci cordoba’yı kaleye halatla bağlamak lazım. ama inanıyorum ki bu kaleci bağlasan da durmaz. şimdi ikincilik de gitti. paralar da yandı. beşiktaş’ın santrforu yok. bir tane vardı, o da sakat, ahmed hassan. dün akşam ahmed hassan olsaydı, f.bahçe defansına sıkıntı taşırdı. lucescu, f.bahçe’nin iki kenar adamını, serhat ile tuncay’ı, ibrahim ve kaan dobra’yla tutarım zannetmiş. ne kaan dobra’nın, ne ibrahim’in, geriye dönerken de, ileriye giderken de bu takıma hiç faydaları yok. zaten tuttukları adamlar golleri atanlar.
olacağı buydu
başka bir şey söylemenin alemi yok. bu takımın büyük bir revizyona ihtiyacı var. futboldaki çöküşün tek bir sezon içinde kalmayacağını bilirim. önümüzdeki yeni sezona da sataşacak. bu da böyle biline.
maçın hakemi için hiçbir yorum getirmiyorum. futboldan anladığı kadarıyla yönetti. f.bahçe çok zor bir deplasmanını pazar şenliğine çevirdi. beşiktaş’ın hasarı büyük. nerelerden nerelere gelindi. anladıysam arap olayım. beşiktaş’ın kulübesinde 4 tane genç oyuncu var. bunlar geçen sene her takımın özendiği futbolcular. ama maalesef lucescu, bu gençleri takıma monte edemedi. yaşlı oyuncuların uzun sezonlarda düşüşü normal. elinde genç varken dinlendirme diye de bir şey var. lucescu işin bu tarafına da hiç bakmadı. olacağı da buydu.