maç öncesi hatırlayacaksınız, ‘‘ya kazanacak, ya kazanacak’’ diye yazdım. zira, g.saray futbol takımı oyuncularıyla, teknik kadrosuyla, çeyrek finale layık bir takım. düşünün bir kere; fransa şampiyonu, ispanya şampiyonu ve italya şampiyonu. bu üç takım sadece avrupa'nın değil, dünyanın da sayılı üç ekibi ve g.saray bunların arasında sıyrılarak, hem de hepsini yenerek, bilek hakkıyla son sekiz arasına girdi. o zaman hep beraber ayağa kalkalım ve sarı kırmzılı futbolcular ile lucescu'yu yürekten alkışlayalım. lucescu çok dengeli bir takım çıkardı sahaya. sol kulvarda ahmet görevini fevkalade yaptı. başlangıçta tereddütler vardı, doğru. ahmet uzun zamandan beri oynamamıştı. 90 dakika süresince, tek hata yapmayı bırakın, oyuna büyük katkısı oldu. defansın göbeğinde popescu her zamanki gibi çok güvenliydi. shevchenko ve sonradan oyuna giren bierhoff ile adeta savaştı. bravo popescu'ya. bülent, çok sinirliydi. sakatlığı da zannediyorum tam olarak geçmemiş. o da görevini yaptı. fakat gereksiz yere sarı kart gördü. yapma be bülent.
bravo hagi'ye
orta sahada ümit, o alanın en iyisiydi. emre çabuk, rakibine pres yapan ve rakipten çoğu zaman top çalan bir futbolcuydu. zaten onun en büyük özelliği o. dün akşam da sahaya yansıttı. aferin emre'ye. okan sağa koştu, sola koştu, ancaak ayağına geçirdiği topu ne yazık ki, iyi kullanamadı. gelelim hagi'ye. ben maç öncesi hagi'ye çok güvendim ve ondan bu maçta takımını ateşlemesini beklediğimi yazdım.
nitekim dün akşam hagi hem arkadaşlarını ikaz etti, onlara görevlerini hatırlattı, hem de kendisi fevkalade oynadı. bravo hagi'ye. jardel ilk kez santradan bir top kaparak gol atıyor. dün akşam o da rakip defansla mücadele etti. attığı gol g.saray'ın çeyrek finalinin garantisi oldu. capone, taffarel, g.saray'ın süper oynayan takımının fevkalade görev yapan oyuncularıydı.
komik kaleci
milan takımının ahı gitmiş vahı kalmış bu doğru. düşünün bir kere koskoca avrupa şampiyonu, kıtalararası şampiyonu milan sarı kırmızılı takım karşısında bir tek gol pozisyonu bulamadı. shevchenko dedik, yerlerde yuvarlandı. ben bir tek maldini'yi beğendim. yüreğini, her şeyini ortaya koyarak oynadı, ama yapacağı fazla bir şey yoktu. milan'ın kalesinde bir de dida diye komik bir kaleci var. brezilya'dan bulup kaleye dikmişler. yediği ilk golü gördünüz mü? bir kaleci kendi defans arkadaşı rakiple mücadele ederken kalesini boşaltır mı? boşaltırsa ona da kaleci denmez.
alman hakem helmut krug süper bir maç yönetti. gösterdiği her sarı kart yerindeydi. hatta bizim hasan şaş'ın ybir iki kez yere düşmesini de gözardı etti. neyse maç sonrası fevkalade bir itici güç olarak takımını ateşleyen g.saraylı seyirciler ‘‘gönlüm hovarda’’ şarkısını söylediler. bu ekonomik sıkıntının üstüne g.saray herşeyi unutturdu. binlerce, binlerce tebrikler.