son dakikada orta hakem muhittin boşat, enteresan bir hamlede bulundu ve yedek kulübesinde oturan hasan şaş'a kırmızı kart gösterdi. ama bu zaten bildiğimiz maçlardan değil. baştan alalım: galatasaray-fenerbahçe derbisindeyiz. yılın ilk derbisi. senelerdir en büyük gurur vesilesi galatasaray'a 6 gol atmış olan, sonra da avrupa kupaları ve türkiye ligi dahilinde epey bir süredir bunun üzerine yatan fenerbahçe ile ezeli rekabet bağlamında kendini ‘‘mahcup hisseden’’ g.saray'ın bu sezonki ilk maçı bu.
burası tam bir köy
pek çok kişi olimpiyat köyü'ne gelmekte zorlandı. stat muhteşem ama yol durumu göz önünde bulundurulunca burası tam anlamıyla bir köy. olimpiyatlara bu stadyum ile ev sahipliği yapmayı göze alabildiklerine göre düşündükleri bir şey vardır herhalde. yani bir hal çaresi. ama söz konusu ‘‘yerli’’ taraftar olunca, kendi evinde çocuğunu salona sokmayan, misafir odasına özen gösteren, kendi ise bir kaos içinde yaşayan standart türk ailesini andırıyor. maç, malum on dakika geç başladı. galatasaray tribünleri neredeyse turuncuydu; böyle bir sarı kırmızı ahenk... arada kültür-sanat uzmanı bir arkadaşımızın dediğine göre bienallerinde kullanılan yansıtıcı malzemeden oluşan üç yıldız galatasaray tribününden parlıyordu. galatasaray'ın ‘‘kültür’’üne pek yakıştı. fenerbahçeli taraftarlar mütevazı, dört bin kişilik, silme sarı bir topluluk olarak galatasaray tribünlerine hizmet veriyor gibiydi. ortada lacivert görünmüyordu. bir galatasaray taraftarı olarak sevincimiz kursağımızda kaldı. yine de müsterihtik. o üç yıldız ve malum slogan yaramıza pansuman oldu.