maçın kader anı 61. dakikaydı. beşiktaş 2-0 öndeydi.. ronaldo iki metreden topu ağlara gönderemedi. skor 3-0'dan, beşiktaş galibiyetten oldu...
maçın kilit adamı muhittin boşat'tı. 4. dakikada emre'nin bariz golüne faul düdüğü çalmasa, skor belki farklı olacaktı. maçın yıldız adamı sergen'di... ilk yarı duran, uyuyan galatasaray'ı dirilten ve bir maçın kaderinin nasıl etkileneceğini gösteren futbolcu oldu.
lucescu'nun sahaya sürdüğü galatasaray, orta alanda önce rakibini durdurmaya, beşiktaş'ın presine karşı koymaya şartlanmıştı. yani ‘‘durdur sonra vur.’’ bu hesap, erken gelen beşiktaş golüyle bozuldu. sergen'in işte bu anda oyuna alınması çok akılcı olurdu.
defans seyirci gibi
ilk yarı nantes maçından daha kötü bir futbol oynayan galatasaray vardı sahada. hele defans, hem kenarlarda, hem göbekte, dalga dalga gelen beşiktaş ataklarına seyirci kaldı. lucescu, durmadan yanan bu sinyali artık görmek zorunda... yasin ve tayfur'un etkili oyunu, solda bayram, sağda nihat'ın hızlı ve ani atakları beşiktaş'ı sayısız kez gol pozisyonuna getirdi. galatasaray'da, bu dakikalarda mondragon sahneye çıktı. beşiktaş, ilhan ve baya ile çok önemli gol pozisyonlarından yararlanamadı.
ikinci yarıda suat'ın yerine sergen oyuna, galatasaray da futbola döndü. belki biraz da psikolojik, beşiktaş ilk yarıdaki orta saha üstünlüğünü kaybetti. fleurquin de sergen'le birlikte sahneye çıkan oyunculardan biriydi. iki takım savunmasının üst üste hatalar yaptığı dün akşamki maçta gol sayısının 4'ün üzerinde olması işten bile değildi.
beşiktaş, yıldız oyuncu eksikliğini ikinci yarıda açık bir şekilde yaşadı. galatasaray kötü oynamasına rağmen, istediği bir puanı almayı bildi. ama dünkü futbol, lazio maçı için tehlike sinyalleri veriyor.