ilk yarı, ‘‘tek kale’’ bir oyun. futbolun tüm gereklerini yerine getiren bir takım. verkaçlar, kanat bindirmeleri, ayağa isabetli paslar. vugrinec mükemmel. topu gizlemesi, seri dönüşleri ve asist özelliğiyle sahanın yıldızı. ön liberoda tolunay, defansta osman hatasız.
bütün bunlara rağmen gol yok. karadeniz ekibi, ceza alanı içinde kalabalık f.bahçe defansının kilidini bir türlü açamıyor.
ikinci yarının hemen başında, trabzonspor'un çabası ve etkili oyunun bir sonuç vermemesine üzülen kaleci rüştü adaleti sağlıyor. orhan'ın ortasında topu elinden kaçırıyor, hemen orada bitiveren vugrinec, meşin yuvarlağı boş kaleye gönderiyor. bu tur trabzon'un, gol de vugrinec'in hakkı.
sonrasında, uche'nin oyundan atılışıyla f.bahçe'nin süngüsü iyice düşüyor. hem bir kişi eksik, hem uche'siz, hem de moralsiz f.bahçe, sahada gezinirken, ortaya bir provokatör çıkıyor. bariç'in sırtına taşı atıyor. ve f.bahçeli futbolcular, yere düşen bariç'in yaralandığını öne sürerek, sahayı terkediyor.
şimdi, son sözüm o provokatöre: sen.. takımın 1-0 galipken, uche atılmışken, her an farkı yakalayabilecekken, trabzon tur atlamaya hazırlanmışken, bariç'in sırtına taş atan adam. bunun sonucu ne olur bilemem ama, sen kına yak arkadaş! sen kesinlikle trabzonspor'u ve trabzon halkını temsil etmiyorsun. böylesine güzel bir günü, bütün bir şehre ve trabzonsporlu futbolculara zehir ettin. federasyon'un kararı olumlu da olsa, trabzonspor'u tur atlamış da saysa, sana yazıklar olsun!