fatih terim'i kutluyorum. beşiktaş'ı iyi okumuş, iyi ezberlemiş, sahada ona göre bir düzen kurmuş. bana göre fatih terim, otomobillerde bulunan, muhtemel kazalara karşı kullanılan air-bag (hava yastığı) sistemini oluşturmuş.
geride fatih, popescu, filipescu, onların tam önüne hava yastığı olarak bülent yerleştirilmiş. terim, orta sahanın sağına okan'ı dinamo gibi monte etmiş, tugay'ın yokluğunda suat da hemen okan'ın yanında garanti. g.saray'da, başta kaptan bülent tam bir air-bag görevi yaparken okan da onun yardımcısıydı. popescu, fatih ve filipescu da arabanın sağlam frenleriydi. hakan şükür'ü sorarsanız eğer, hala bildiğimiz, arabasını süren, her yere direksiyon çeviren fubolcuydu. bravo hakan şükür.
g.saray dün beşiktaş'a sahanın hiçbir yerinde hava deliği bırakmamıştı. amokachi kilitlenmiş, oktay'a alan bırakılmamıştı. ne de olsa terim ilk maçı garantiye alıp hatasız bitirmek istiyordu.
havanın soğuk ve rüzgarlı olması oyunda tat bırakmıyordu. çünkü toplar istediği gibi kullanılamıyor. kullanılamayınca da ortaya saçma sapan bir oyun çıkıyordu. ama g.saray daha akıllı, daha bloke olmuş, kupada tecrübeli olduğunu gösteriyordu. kendi alanında bir piramit kurmuş, o piramitin dışına çıkmıyordu. yaralı aslan dün herşeyi unutmuş, kendisini kupaya vermişti. ettiği mücadele de futbolcuların morallerini ve oyun isteklerini ortaya koymuştu. ancak basit hatalardan gol yeme hastalığı olmasa daha iyi olurdu.