otoritelerin hiç şans vermediği yunanlılar, büyük bir sürprize imza atttı. fransa ve çeklerin ardından, açılışta devirdiği ev sahibi portekiz’i bir kez daha yıktı. portekiz’in iki büyük kozu figo ile deco’ya nefes aldırmayan yunanlılar, kontrataklarla etkili olurken, 57. dakikada charisteas’ın kafayla attığı golle kupaya uzandılar.
2004 avrupa şampiyonası’nın açılışın gününde başlayan sürpriz, finalde de ortaya çıktı. turnuva’nın futbol oynamaktan çok, rakibini oynatmamayı hedefleyen takımı yunanistan, açılış maçında devirdiği ev sahibini finalde de aynı stratejiyle vurarak, belki de avrupa futbol tarihinin en büyük mucizesini gerçekleştirdi.
sürprizin habercisi
maç öncesinde lizbon sokakları sanki böyle bir sürprizin habercisiydi. ev sahibi portekizliler, ortalakta pek gözükmezken, yunanlılar kentin her yerinde bir karnaval havası içindeydiler. nitekim bu karnaval, maç sonunda da turnuvanın mucize takımının zaferiyle daha da büyüdü.
şampiyona öncesinde biri çıkıp ‘yunanistan şampiyon olacak’ dese, herkes ona şaşkın gözlerle bakardı. ama işte otto rehhagel’in disiplinli, savunmayı ön planda tutan, fırsatını yakaladığı zaman rakibini devirmeyi beceren yunanistan’ı belki de rüyasında görmeyeceği bir mucizeyi gerçekleştirdi. bence, bundan sonra avrupa futbolunda yeni bir tartışma başlayacak. ve anti futbol ile, sadece savunma yaparak sonuç getiren bu yeni anlayış, futbolu zevkini ve heyecanını da azaltacak. bundan sonra bireysellik değil, takım oyunu ön palana çıkacak.
dünkü final maçına bir bakın. yunanistan, kendi sahasında kapanmış, rakibinin iki tehlikeli silahı figo ve deco’yu adam adama tutuyor, 8 kişiyle de alan savunma yapıyordu. rakibin becerili ayaklarına oynayacak boş alan bırakmayan yunanistan, gol ümidini de duran toplara bırakmıştı. nitekim bir korner ve bir kafa işi bitirdi. portekiz’in bu etten duvarı aşması için maestrosu kabul edilen figo ve deco’nun lider kimliğini ön plana çıkarması gerekiyordu.
kazanan haklıdır
ama yarım sahaya sıkışan oyun içinde onlar kaybolunca, figo iyice etkisiz kalınca, portekiz’in umudu her geçen dakika tükendi. çünkü avrupa’da bireysel yeteneklerden çok, disiplin ve yardımlaşma ile öne çıkan yeni bir futbol anlayışı var. bu anlayış tribünlere pek zevk vermese de, ‘kazanan haklıdır’ mantığını ön plana çıkarıyor. ne diyelim, yunanistan’ı kıskandık.