mark boyacı ve barış kılıç'ın "boz baykuşlar: bize her yer deplasman" kitabından;
-burası olimpiyat buradan çıkış yok, çok trafik oluyor-
11 eylül 2011 / istanbul bb – galatasaray fikir: barış kılıç
nihayet boz baykuşlar ilk sezonunu tamamlamış, ikinci sezonun ilk maçı olan galatasaray maçı için hazırlıklara başlamıştı. ilk karşılaşmanın daha önce olimpiyat stadı’nda maçlarını oynamak zorunda kalmış olan galatasaray’la oynanacak olması, olimpiyat çilesi’ni gündeme getiriyordu. şehrin oldukça uzağında adeta bir rüzgârgülü tadında olan olimpiyat stadı’nın misafirlere çektirdiği çilelerden birisi de büyük maçlardan sonra çıkışlarda oluşan trafik problemiydi. yılların klişe sloganı “buradan çıkış yok” olimpiyat stadı’nda da geçerliydi. tek fark, buradan çıkmanızı engelleyen cehennemi andıran atmosferi değil, sırat köprüsünü andıran trafiğiydi.
taraftar gruplarının maçlara başlama ritüelleri vardır. kimisi üçlü, kimisi omuz omuzayla santra düdüğü çaldığı andan itibaren takımlarına yanlarında olduklarını tüm güçleriyle hissettirirler. boz baykuşlar’ın 100’ü geçmeyen sayıları ve akustikten oldukça yoksun stadları ile bu ritüelleri gerçekleştirmeleri pek olanaklı değildi. alternatif bir yol arayışına giren boz baykuşlar çıkışı yine pankartta bulmuşlardı. o gün olimpiyat stadı’ndakiler, alt yazılı tezahüratın ilk örneklerinden birine tanıklık ediyorlardı.