dünkü maçta alpay'ın yaptığı, ne görülmüştür, ne bundan sonra görülecektir ve ne de affedilmelidir. ilk üç maçımızda da alpay, türk takımı'nın en başarılı oyuncusuydu. dün de maça çok iyi başladı. milli takımımız da alpay'ın atıldığı ana kadar portekiz'le başa baş mücadele etti. ancaaak, burada hemen rüştü'nün ismini söylemek lazım. portekiz forvetleri, milli takımımız 11 kişi oynarken de 4 tane yüzde gol pozisyonuna girdiler. bunların ikisini rüştü inanılmaz şekilde kurtardı. diğer iki pozisyonda da top, direklerimizi yalayarak, dışarı çıktı. alpay'ın atıldığı 29'uncu dakikaya kadar gol yemedik. rüştü ve defansımız, portekiz'i durdurdu. hatta daha sonraları umutlandık da... portekiz defansı inanılmayacak hatalar yapmaya başladı. ama alpay sen gel, rakibin yerde yatarken, hiç gereği yokken adamın suratına yumruğu bas. hakem de burnunun dibinde... ve tabii kırmızı kart.
hakem için söyleyecek hiçbir şey yok. müthiş ve fevkalede bir maç yönetti. arif'in düşürülüşüne çaldığı penaltı pozisyonu tartışılmaz.. nitekim dick jol penaltı noktasını gösterdi. ancak bizim futbolcular, penaltıya sevineceklerine hakemle tartıştılar. nedeni de; ‘‘penaltıyı yapana niye kart göstermedin?’’ olmaz böyle şey. arkadan tabii arif'in penaltı vuruşu var. ben şimdi soruyorum mustafa denizli'ye... ‘‘arif, galatasaray'ın hangi kritik maçında penaltı attı?’’ ben hatırlamıyorum, o hatırlıyorsa bunu açıklasın. bu penaltı gol olsa devre bitiyor.
devre bitti, takım bitti
muazzam bir taraftarımız vardı arena stadı'nda. biz 10 kişi oynuyoruz ama rakip kaleye geliyoruz. nitekim penaltıyı öyle kazandık. tabii bu arada devre bitti ve bizim takım da bitti.
ikinci 45 dakika, rüştü ve portekiz arasında geçti. ben, rüştü'nün kurtardığı golleri ve portekiz'in iki golünü atan nuno gomes'in, conceiaco'nun ve rui costa'nın kaçırdığı golleri sayamadım. çok farklı yenilebilirdik, ikinci yarıdaki oyunumuzla da bunu fazlasıyla hakettik. ama rüştü tek başına milli takımımız'ı ayakta tuttu. bir kaleci takım arkadaşlarına ancak bu kadar yardımcı olur, ancak bu kadar onların hatalarını örtebilir. maçın kahramanı rüştü'dür. ve de tabii kötü kahraman alpay'dır. işin gerçeği şu; mustafa denizli'nin, milli takımımız'ı turnuva öncesi hazırlamasıyla, planıyla, programıyla çeyrek finale gelmemiz büyük bir şanstır. ve tabii tüm bunların yanına, rüştü'nün inanılmaz kurtarışları, belçika'nın beceriksizliği ve milli takımımız'ın iyi bir form göstermesi eklenince, beklenenden daha başarılı olduk. şimdi mustafa denizli düşünsün bakalım.