evet, işte bu olmadı. bükreş'te alınıp gelinecek tur, böylesine verilmezdi. romanya'da oynanan maçın yarısını oynasak, ele geçen fırsatları değerlendirsek, şimdi yüzümüz yerde olmayacaktı.
kime, ne söyleyeyim? tümüyle çok önemli bir fırsatı verdik. hem de sadece oyunu unutmamış, ama eski havasını çok kaybetmiş steaua'ya. f.bahçe'de kaleci aksayınca felaket oluyor. fener ilk 5 dakika telaşlıydı. ama ilk tehlikeyi tayfun'la yarattı. dönen topa högh'ün kafasını da kaleci çıkarttı. belki bu an, kader anıydı. ardından kahredici 10. dakika geldi. geriye çıkardıkları ölü topu, militariu vurdu ve fener'i yıktı.
golden sonra steaua'nın üzerine şuursuzca yapılan akınlarda şans da yardım etmedi, beceriksizlikler de buna eklenince, umut uyandıracak gol gelmedi. 44. dakika ise umutların tümüyle suya düştüğü an oldu. rüştü, akılalmaz çıkışı ile kaleyi boş bırakınca yine ceza sahası dışından vurulan top, az sayıda rumen seyirciyi sevinçle havaya fırlattı. dün geceki f.bahçe, 60. dakikaya kadar bildiğimiz, tanıdığımız f.bahçe değildi. tutuk, bereciksiz, pas vermeyi şaşıran, vurmayı unutmuş, doldur boşaltla sonuç almayı düşünen bir takım halindeydi. 60. dakikada gelen gol yüreklerde bir kıpırtı yarattı, ama netice getirmedi. kişisel olarak bakıldığında umut adamlarımız okocha top ezdi, boliç tanınmaz halde, sabin ise ışıklarını karartmış haldeydi. erol ve ilker topu unutmuş...
diğerleri içinse söylenecek tek söz var: al birin vur birine. esasen maç orada gitmişti. anlaşılan biz annane ligimizle teselli bulacağız.