8,5 yaşındaki oğlum denis'in aşırı fenerbahçe manyaklığından kurtulması için onunla çok konuştum ve anadolu takımlarının da güzel oynadığını, illa ki bir feneri, yada beşiktaşı, g.saray'ı tutmak diye bir zorunluluğun olmadığını uzun uzun konuştuk. en sonunda da macanilari.com a ''hasan cemal polat "hasan polat"'' nicki ile yazılar yazan mali ile de ''denis'e bir gençler forması yollayabilir misin?'' soruma olumlu cevaplaması ve postayla yollamasıyla bir nebze de olsa oğlumun ateşi durur gibi oldu.
milli takımın almanya'ya geleceğini duyunca ve özellikle de ilk maçın yani letonya maçının dusiburg'ta olması üzerine bu maça gitmeyi planladım. çünkü bizim ev ile bu maçın oynanacağı stad arası 150 km idi. fakat maç haftası çıkan ani işlerim dolayısyla bu maça gidemedik.
ama slovenya maçının bielefeld - schüco arena'da oynandığını öğrendiğimde ise face den tanıştığım ve bielefeld'de oturan arkadaşım ibrahim'den bilet fiyatlarını öğrenmesini ve bana bildirmesini rica ettim. bir kaç saat sonra maraton civarlarının 28 euro olduğunu haber edince, bu bana mantıklı geldi ve maçın oynanacağı cuma günü öğleden sonra yola çıkmaya ve yaklaşık 300 km'lik yol azıcıkta olsa gözümde büyüsede, oğlumla beraber bu maçı izleyeceğimiz için bunu da es geçtim.
ama cuma günü de hiç hesapta olmayan bir işimin çıkması sebebiyle bu maça da gidemedik. oğlumla beraber maçı evde tv den izledik.
maça dair bir şeyler anlatmak isterim ama milli takımımızın o kadar sönük ve acemice bir oyunu vardı ki, sanırım rakibimiz san marino olsaydı, kesin kes milli takımımızdan ''ilk'' galibiyetlerini alırlardı..