düyayı gezdim dolaştım ve bu seyahatlerim de gazeteciliğimden ziyade çeşitli futbol kafileleri ile oldu fakat hemen şunu söylemeliyim ki, biz hâlâ imkânsızlıklar içinde bocalıyor ve birinci cihan harbinden kalma çalışma tarzımızla işlerimizi yürütmeye gayret ediyoruz. demek ki, senelerdir dış seyahat yapan futbolcu ve idare adamlarımız güzellikleri, değişen çalışmaları ve ileri doğru atılan dev adımları benimsememiş ve bu gördüklerini tatbike özenmemişler. işte çok sevgili fenerbahçemde de bu seyahatle aynı ruh, aynı eski tarz çalışma ve geri kalmışlığı müşahede ettim.
senelerce iç bünyesinden uzak kaldığım kulübümün maç ve çalışmalarını ancak ağızdan, radyo ve tribünlerden seyretmek suretiyle duyup takip edebildiğim
için düşünce ve hükmüm bambaşka idi. fakat bu sefer yakinen gördüklerimle anladım ki, değişen bir şey yoktur ve hamam da aynıdır, tas da... gönül isterdi ki, senede üç beş defa dışarıya çıkan mes'ul şahıslar orada gördüklerine ilâveten tetkiklerde bulunsun ve bunları memleketimizde de tatbik sahasına koysunlar. küçük küçuk mevzular halinde olan bu görgü ve bilgiler bir araya geldiği zaman bir kitap olur ve bu kitabın sayfalarındaki maddeler de tatbik edildiği zaman arzu edilen şekil ortaya çıkardı.
denilmesi lâzım gelen bu uzun mevzuu burada kesmekle iktifa ederken, çok kötü oynamamıza rağmen kazanabileceiğimiz bir maçın evvelden kaybedildiğini belirtmek isterim. ve hemen şunu da liâve etmek islerim ki, yazacağım yazılar hiçbir kimsenin şahsına mâtuf değildir ve sırf gördüklerimden ibaret olup, fenerbahçe ve türk sporunun menfaati içindir.
roma'ya iner inmez futbolcusu, idarecisi, menejeri, yardımcısı, hattâ masötü dahil, hepsinin birden alış verişe çıkması, sakat a. ihsan'ın roma'ya inildiği anda doktora götürülüp tedavisinin düşünülmeyip dışardan gelenler tarafından alâkalanılması, oynanacak sahaya gidilip kramponların ne şekilde yapılması lâzım geldiğinin ve çocuklara sahanın gösterilme işinin düşünülmemesi, bütün mesuliyetin teknik insan lara ait olmasına rağmen, idarecilerin vazife icabı antrenmanı takip etmemeleri, gazetelere para ile üç gün üst üste ilân vermek suretiyle seyirci adedinin arttırılması düşüncesi gibi daha birçok noksanların yanında asıl mühim olan dâvâ, takım tertibimizin ve oyun tarzımızın yanlış oluşu ve oyunun içinde zuhur eden hâtâların da düzeltilmeyişidir. işte bu sebepledir ki, yazacağım yazılarla bunları kendi görüşüme göre izah etmeye çalışacağım.