sen şenol kardeşim... senden bahsedelim. takımın 3-0 galip duruma geçmiş... türkiye'yi ayağa kaldırmış bu galibiyet... senin takımın, benim takımım, onun takımı, kısacası fenerbahçe'miz avrupa'nın 4 büyük takımıarasına girmiş... deliriyorduk hepimiz... aman, yarabbi bir aşağılık duygusundan kurtuluyorduk aslında. demek ki «türk futbolunun, türk takımlarının işi buraya kadar değildi...» ve biz futbole delice âşık türkler göğsümüzü şişire şişire cakamızı satacak ve «eh» diye bağıracaktık... «işte biz de bir avrupa şampiyonasında ilk defa yarı finale kaldık...»
az şey miydi bu kardeşim. soğuğun nefesleri kestiği, karların yolları kapadığı bir karakış yılında senin takımının maçını görmek için taâ cenevre'lere kadar koşan, binlerce fenerbahçelinin heyecanını düşünüyordum. o fenerbahçe'li, senin yarı final oynayacağın memlekete de akacaktı. durduramazdın o’nu...
ama, kardeşim 3-0'dan sonra bir tane de sen atsaydın ya... ne zararı olurdu bunun? neye vurdun, ceza sahasına girerken ayağına gelen topa. bir başıbozuk gibi taâ tribünlere... affetmiştik bütün oyun boyunca toplara sırtını dönüşünü, ters girişini... o fırsat kaçırılır mıydı, tepilir miydi o önüne düşen nimet?
ve sen kardeşim birol... sen değil miydin, teknik direktörüne «beni oynat» diye direnen? niçin o, sonu gole giden pozisyonda oyaladın ayağındaki topla? neden şöyle ortaya, bir tarafa, nereye olursa olsun vurmadın? senin hakkındı bu. senin işindi bu. senin defansa can yeleği atacağın andı bu... yazık oldu, yediniz, yedik golü...
ve şen fenerbahçe'nin 3-0'ın sevinciyle ceza sahasını macar'lara bırakan geri adamları. adam topu ayağğına geçirmiş, kalenin civarında aranıyordu. atsaydınız be kardeşim, kendinizi onun ayaklarına. bir yeriniz mi eksilirdi? ve sonra topu sağdan sola geçirdiler. solaçık golü atıncaya kadar seyrettiniz. olur mu be kardeşlerim?o gol yenir miydi?...
bir değil, iki değil, üç gol lâzım demiştikl. bir oldu.. iki oldu, üç oldu. bir anda da 3'ten, 3'ye ini verdiniz. kendi elinizle yaktınız elinizdeki piyango biletini ..
3-0'lık beraber fener alayına hazırlanan o «büyük» o «muhteşem» seyircinin 3-l’den sonra stadtan çıkışını görseydiniz. cenazeye gidiyorlardı sanki. dirilip. ölmüşlerdi, ölüleri çıkıyordu mithatpaşa'dan...
şimdi üçüncü maçınızı oynayacaksınız... 5-1 yenildiğiniz cenevre’deki üçüncü maçı, galatasaray’ın roma’da kaybettiği talihsiz maçı düşününüz. ve güldürünüz, peşinizdeki milyonlarca insanı.
türk seyircisinin 10 parmağı yakanızdadır, bilesiniz...