ali sami yen ile anıların hangisinden başlasam... küçük bir çocukken stadın açılışında kale arkası tribünlerinde çıkan panikte polisler sayesinde ölümden kurtulmam bir başlangıçtır benim için. film şeridi geçiyor gözümün önünden, neuchatel maçında kalıyorum. o maçta mustafa denizli cezalı olduğu için onun yanında, tellerin arkasında maçı izliyordum. g.saray 4-0’ı yakalamıştı. sami yen’in tümü şokta. bir tek denizli hariç. o dakikalarda bir gol yense g.saray elenecek. basın tribününde oturan togay bayatlı beni yanına çağırdı. “oğlum mustafa hocaya söyle defans yapsın. 4-0 yetiyor.” dedi, tabi ki “abi kendin söyle” diyemedim. “ciddi misin” dedim, “ciddiyim” dedi. mecburen gittim. hocanın omzuna dokundum. döndü. “ne varrr” diye bağırdı. “hocam takımı savunmaya çekecekmişsin. vallahi togay abi söyledi. ben elçiyim” dedim. o anda togay abi yanında olsa neler olurdu bilemiyorum. ben de arada kalabilir, telef olabilirdim. togay abi tribünde eliyle “geri geri savunmaya” diye bağırıyordu. mustafa hocanın neler söylediğini tabi ki buradan yazamam. hoca yine bildiğini oynattı. ve galatasaray 5. golü attı. ama o andaki yüz ifadesi bugün bile hala aklımda.