ilk basımı 2002 yılında olan yapı kredi'nin "top bir dünyadır" adlı kitabından;
prof. dr. fethi heper'in "türk futbolunda devrim yaratan eskişehirspor efsanesinin başlangıcı" başlıklı yazısından;
1970-71 yılının hazırlık dönemi yine neşe içinde başladı. hazırlık maçlarından sonra ilk yurtdışı resmî maçımızı oynamak üzere ispanya'nın sevilla kentine gittik. burası adana'dan da sıcaktı. otele yerleştikten sonra gegiç bana geldi ve "haydi aslanlarım, bugün hepiniz izinlisiniz. gidin, alışveriş yapın, gezin, eğlenin" dedi. izin konusunda çok cimri olan gegiç'in davranışını pek anlayamadım, ama hemen gidip arkadaşlarıma müjdeyi verdim. klimalı otelin kapısından dışarı çıkan arkadaşlar sıcağı görünce hemen içeri döndüler. sıcaktan dışarı çıkmak mümkün değildi. tabii gegiç'in izin cömertliğinin nedenini anlamıştık.
maç için akşam stada gittiğimizde her yer yine cayır cayır yanıyordu. gece saatlerinde bile ısı 40 derecenin üzerinde idi. oturduğumuz yerde terler boşanıyordu. harika bir maç oynadık. sol bek oynayan faik sol ayağının küçük parmağı kırık olmasına rağmen olağanüstü bir performans sergiledi. iyi oynamamıza rağmen maçı 1-0 kaybettik. maçta kolay bir pozisyonu gole çeviremerniştim. maçtan sonra hepimiz en az beşer kilo zayıflayarak otelimize döndük. sevilla'dan madrid'e geçtik. burada şehri ve re*î madrid'in ünlü bernabeu stadı'nı dolaştık. stadı gezerken, halı gibi çimlerin üzerinde dolaşırken gegiç yanıma yaklaştı ve yugoslav türkçesi ile "fethi'ciğim, bu sahada top kendiliğinden gol olur, değil mi?" diyerek kaçırdığım golü bana hatırlattı.