2003-04 sezonu uefa kupası 3. turu: ac parma mehmet ali çetinkaya 09/04/2013 mehmetalicetinkaya.com
(...)
ikinci maç
ankara’daki rövanş maçı öncesi yine turnikelerde mahşeri bir kalabalık vardı. saat 17:45’de oynanacak maç için şirketten bahaneyle erkenden kaçmış ve maratondaki yerimi almıştım. sahada ısınan parmalı oyuncuları izlerken daha önce görmediğim bir kaleci antrenmanına şahit oluyordum. sebastien frey, sahanın herhangi bir yerinde duran kaleci antrenörüne doğru degaj antrenmanı yapıyordu. çok hoşuma gitmişti!
maça gençlerbirliği inanılmaz bir baskıyla başlamıştı. peş peşe pozisyonlara giriliyor ve gol atıp erkenden turu geçme planları yapılıyordu. birkaç önemli pozisyonun ardından 31. dakikada frey, son adam olan youla’yı net bir şekilde düşürüyor ama hakem devam kararı veriyordu. penaltı o kadar netti ki, tribünde adeta tepiniyorduk! ama 3 dakika sonra garip bir şekilde pozisyonun karbon kopyasını yaşadık! ama bu sefer pozisyon ceza alanı dışında olmasına rağmen hakem günah çıkarırcasına hem penaltı, hem de frey’e kırmızı kart veriyordu. tribünler bayram yerini dönmüştü. hele bir de filip golü atınca, sormayın!..
ikinci yarı oyunun tek hâkimi yine kırmızı-siyahlılardı. peş peşe pozisyona giriliyor ama bir türlü ikinci gol gelmiyordu. derken damir’in yaptığı uzun bir degaja, birkaç yıl sonra beşiktaş’a gelecek olan ferrari’nin ters kafa vuruşu ile skor 2-0 oluyordu. artık işlem tamamdı ve son 16’ya kalmamız kesinleşmişti. ama ali tandoğan, trt’de maçı anlatan kerem öncel’in, “kaymaklı baklava tadında sayın seyirciler” diye anlatacağı golle maçı 3-0’da noktalıyordu.
bu sonuçla birlikte o sezon avrupa kupaları’nda yoluna devam eden tek türk takımı olarak uefa kupası’nda 4. tura yükseliyorduk.
gençlerbirliği, 3-0'lık bu galibiyetle, avrupa kupaları tarihi boyunca bir italyan takımına karşı en farklı galibiyet alan türk takımı oluyordu. 2006-07 sezonunda fenerbahçe, palermo'ya karşı aynı sonuçla galip gelip bu rekoru egale etti.
bu maçtan 3 gün sonra ankara’da hiç durmadan yağan kara rağmen, şampiyonluğa giden fenerbahçe ile süper lig maçına çıkmıştık. zemin bembeyazdı ve benim aklıma 2 hafta önce italya’da oynadığımız 1-0’lık parma maçı geliyordu. bu yüzden maçı garip duygularla ve bir yandan da donarak izlemiştim! kaptan ümit’in hatası ile golü yemiş ama ardından kar yağışı altında fenerbahçe kalesinde inanılmaz bir baskı kurmuş, 3-4 net pozisyon harcayarak ve van hooijdonk’un çizgiden çıkarttığı 2 topla sahadan 1-0 yenik ayrılmıştık…
ama kısa bir süre sonra sarı-lacivertlilerle türkiye kupası yarı finalinde, hem de kadıköy’de bir kere daha karşı karşıya gelecektik…
bir dip not olarak: parma sonraki sezon (2004-05) uefa kupasında çeyrek final oynadı.