maçtan önce 2-1 ispanya kazanır demiştim. sadece futbol öngörüsünden de değil. öyle bitsin istiyordum maç. iki haftadır televizyonda dönen reklamlardan gına gelmişti artık. amansız lafını duymak bile istemiyordum. hamasetin diz boyu olduğu reklamlar, açıklamalar, haberlerin ardından sırf fatih terim'in yüzünün halini görmek için bile bu skor güzel skordu. ne de olsa ders almaz ders verirdi. bu ülkenin yetiştirdiği en terbiyesiz topçulara arka çıkardı. kadroyu komplekslerine göre kurar kimseye hesap vermezdi. basından yorumunu sevmediği gazeticileri arar ana avrat söverdi. eee biz de arayıp kendisine duygularımızı ifade edemiyorken maç sonu o bozuk yüzü görmek de bırakın keyfimiz olsundu...
neyse. maçta türkiye golü atınca evdeki diğer dostlar hafiften bana doğru "nasıl attık" temalı bakışlarla sevindiler. 1-1'den sonra da inançlarını yitirmediler. fakat maç 2-1 ispanya lehine sonlandığında evde derin bir hüzün oluşmadı değil. yüzünde hafif bir gülümseme olan sadece bendim. sonra gitti gülümsemem. dostlarım üzüldü diye üzüldüm.