tribün dergi.com.da bu maçla ilgili bir üyenin anısı
ilk deplasman maçım lisenin bittiği sene ankara'da beşiktaş-bursa cumhurbaşkanlığı kupası maçı. bu maç için arkadaşımla günlerce harçlığımızı ortak biriktirimiş ve bulabildiğimiz en ucuz otobüs biletlerini alarak ankara'ya ulaşmıştık. ankara'ya iner inmez ne olur olmaz diyede dönüş biletlerimizide almıştık. hayatımızda ilk defa gittiğimiz bu kentte, sabahın köründe eski otogardan birkaç renktaş bulup stadın yolunu tuttuk. hatırladığım kadarıyla gün yeni ağrıyordu ve kapalının önüne geldiğimizde daha o saatte 1000'e yakın kişi toplanmıştı. o zamanlar maçlara gittiğinde hayatında ilk defa gördüğün insanlarla sanki kırk yıllık arkadaş gibi saatlerce muhabet edersin, birisi elinde 10 tane simitle, ekmekle gelir etrafındakilere dağıtır, herkes herşeyini birbiriyle paylaşırdı. bu paylaşımcılıktan her zaman çok keyif almışımdır. saat 10-11 gibi artık ortalık iyice kalabalıklaşmış ve uçsuz bucaksız bilet kuyruğu oluşmaya başlamıştı. maçtan sanırsam 2-3 gün önce bursa'nın yabancı bir futbolcusu (tulipan) bir kazada yaşamını yitirmiş ve bütün bursa yas halindeydi. bursalıların geldiği haberi gelince kalabalık hareketledi, stadın önüne gelen bursa otobüslerinden bir elemanın otobüsün kapısından "tulipan öldü sizde öleceksiniz" dediğini hatırlıyorum ) gelgitlerle biz sıranın en başından sıranın en sonuna düştük ve kendimizi kapalıya zor atmıştık. maç sonu tandoğan'dan, maltepe, kızılay istikametine sağlam bir yürüyüş yapıp kızılay meydanında sağlam bir şenlik yapılmıştı. maç sonu otobüs saatini bekleken, şu an varmıdır yokmudur bilmem, gençlik parkındaki gölde beşiktaş bayraklarımızı sallayarak güzel bir sandal sefası yapmıştık. hey gidi günler, nereden baksan 22-23 yıl olmuş.