ilk basımı 2009 yılında olan mehmet yılmaz'ın "samsunspor: kırmızı beyaz siyah" kitabından;
hakkı yeşilyurt'un "deplasman tribününden basın tribününe..." başlıklı yazısından;
1987-88 sezonu... o zaman ki adıyla, federasyon kupası'nı almaya epey yaklaşmıştı samsunspor. finaldeki rakibi, oğuz, aykut, serdar gibi hayli popüler oyuncuları bünyesinde barındıran sakaryaspor'du.
ilk maç deplasmandaydı ve bir gece önce samsun'dan yola çıkan sapsız araç, takımın maç saatini beklediği koru motel'e varmıştı.
yaptığımız gürültü, o saatte yatakta olması gereken oyuncuları ayağa kaldırmıştı. sorsan, destek için oradaydık. ama bizimki, düpedüz densizlikti. "böyle sevgi olmaz," dedirten...
yöneticilerin ve aklı başındakilerin rica minneti tekrar yola koyulduk. ama o da ne? otobüsün koridorlarında gidip gelen bilardo topları...
"günün anısına hatıra aldım otelden," demişti, çalıntı topları bir arkadaş. "bu toplara baktıkça, hep bu maçı hatırlayacağım," pişkinliğini de ekleyerek.
sakarya'ya girişimiz de curcunaydı. samsun'dan gelenler bir yana, başta istanbul olmak üzere çevre illerden de çok sayıda taraftarımız gelmişti. hafta arası olmasına rağmen, bir kale arkasını doldurmuş, coşkumuzla da stada hâkim olmuştuk.
samsunspor'u desteklemek için gelmeyenler de vardı aramızda.
ertürk yöndem, nuray yılmaz ve bir kameraman... çok kanallı televizyona geçiş yapmadığımız o yıllar, trt'de "perde arkası" adlı bir program için, futbol terörüne cevap arıyorlardı.
mikrofona konuşanlar, kendilerince katkıda bulunuyordu konuya. hep başkaları suçlu idi; kendileri sütten çıkmış ak kaşık!
aralarındaki güzel kadına yaklaşmak ve ona dokunmak isteyenler de devreye girince işin rengi değişiyor. düpedüz taciz var! rahatsız oluyor haliyle nuray yılmaz. programın akışını sağlayacak bilgilere ulaşmış olsalar da...
hafta arası seyrediyoruz kendimizi televizyonda. program görüntülerinin hemen hepsi samsunspor tribünlerinden.
felsefi ve sosyolojik bir açılımımız yok belki... zaten bizi aşar! derdimiz de o değil. biz görüntülerde olalım; samsunspor'un ismi de televizyonda. 2-0 yenilmiştik. ama kupayı alacağımıza yönelik en ufak bir kaygımız da yoktu. rövanşa da o duyguyla gitmiştik.