ilk basımı 2009 yılında olan mehmet yılmaz'ın "samsunspor: kırmızı beyaz siyah" kitabından;
o sezonun büyük bir bölümünü lider geçirdi samsunspor. trtde önce onun maçları gösterilirdi lider olduğu için. liderlikten indiği hafta ise trt sunucusu bile "nihayet samsunspor liderlikten indi," diyerek kurulu düzene çomak sokan kırmızı-beyazlılarm verdiği rahatsızlığı ifade etmişti bir bakıma.
samsunspor ilk devreyi ikinci sırada bitirmişti. devre arasında medya tarafından şampiyonluğun üç adayından birisi olarak gösteriliyordu. mitroviç ile yapılan bir söyleşi vardır o dönemde. muhabir, mitroviç'e fikstürün samsunspor'un aleyhine olduğunu düşündüğünü söyler. (dört takıma da deplasmana gidilecektir ve muhabirin sorusu da dört büyüklere gideceksiniz üzerinedir.) mitroviç ise, "benim büyük takımım da çıkar, büyük futbolunu oynar," diye cevap verir.
samsunspor o sezon çok kritik üç maç kaybetmiştir. birinde diyarbakır deplasmanında, toprak sahada son dakikalarda gelen bir golle 1-0 yenilmiştir. diğerinde ise eskişehirspor'a nasır'ın attığı golle samsun'da 1-0 kaybetmiştir. aynı nasır ertesi sezon biraderi burhanettin ile birlikte samsunspor'a gelecek ve 1989 kazasında yaralanacaktır.
ama asıl final, galatasaray ile istanbul'da oynanan ve 4-1 kaybedilen maçtır. ali sami yen'de binlerce samsunsporlu o zamana kadar açılmış olan en büyük bayrağı açmışlardı. ancak o gün sezonun en kötü futbolunu oynayan takım, sahadan mağlup ayrılmıştı. bugün o maç için tanju ve savaş'ı amiyane tabirle maçı satmakla suçlayan pek çok insan var. ancak o gün oynayan eski futbolculara göre maça yeterince konsantre olamamışlardı. istanbul'a indikleri andan itibaren çok yoğun bir medya ilgisi vardı ve maça odaklanamamışlardı bir türlü.
o sezonun ortalarında tanju çolak, bronz ayakkabı'sını almak için paris'in yolunu tutmuştur. yanında ise nişanlısı aysu ve başkanı hasbi ağa vardır. champs elysees'de üçü birlikte basma poz vermiştir ve akşam da tanju ödülünü almıştır. bu türk futbol tarihinde bir ilktir. ama asıl unutulmaz sahne paris'te kalman lüks otelin lobisinde yaşanmıştır. hasbi ağa, o zamanlar kırkpmar ağası da olmuştur ve kırkpınar ağa kıyafeti ile bir heykelin önünde fotoğraf çektirmektedir. neden bu kıyafeti giydiğini soranlara ise "biz burada milletimizi temsil ediyoruz, tabii ki milli kıyafetimizle poz vereceğiz!" demiştir. ardından da ilave etmiştir: "şimdi hedef şampiyonluk!"
takımın orta saha oyuncularından olan emin kar bakın o unutulmaz sezonu ve menteşoğlu dönemini nasıl anlatıyor?
"şehir tamamen maç havasına giriyordu. tam yirmi iki hafta boyunca lig lideri olduk... tabii o zaman şimdiki gibi internet, özel kanallar, yerel medya, gazeteler falan yoktu. şimdi olsa çok farklı olurdu. bakın eğer biz o sezon şampiyon olabilseydik bugün samsunsporluluk da çok farklı yerlerde olabilirdi, türk futbolu da...
açık söylüyorum bizim şampiyonluğumuzu galatasaray lobisi ve hıncal uluç engellemiştir. 1986-87 sezonuna girerken galatasaray on dört yıldır şampiyon olamamıştı. içişleri bakanı galatasaray'ın eski başkanlarından ali tanrıyar'dı. milli takım hocası ise mustafa denizli... zaten medya desteği her zaman vardı. ligin bitimine altı-yedi hafta kala savaş, milli takım kampına gitti ve orada alıkonuldu. samsun'a gönderilmedi. hatta daha sonra altay ile idmanlara çıktı ve sezon sonunda da galatasaray'a imza attı. hmcal uluç son yıllarda samsunspor'un hakkını savunan yazılar da yazdı ama bu yıllar öncesini unutturamıyor maalesef. bir eskişehirspor maçı öncesi medya bir kampanya başlattı ve hocamız mitroviç'in eski takımı olan eskişehir'in bize maçı satacağını iddia ettiler. güya ünye'de mitroviç eskişehirsporlu futbolcularla görülmüş de mitroviç'in elinde para çantası varmış da falan filan. bunu gurur meselesi yapan eskişehirspor maça çok ciddi asıldı ve bizi ertesi sezon bize gelecek olan nasır'm golüyle 1-0 yendi. ardından da biz galatasaray deplasmanına gittik.
ali sami yen tribünlerine dev bir samsunspor bayrağı asılmıştı ve en az beş bin samsunspor taraftarı vardı."
tam burada bir mim koyalım ve o gün statta olup o zamanlar on yedi yaşında bir lise öğrencisi; bugün ise bir iş adamı olan samsunspor taraftarı tunç güvenoğlu'nun bize naklettiklerine kulak verelim:
"samsunspor seyircisi çevreyolu tarafında açık tribünün yarısının altlı üstlü tamamını, kapalı numaralı olan tribün tarafının da yaklaşık üçte birini doldurmuştu. dev bayrak açık tribünde açılırken, numaralı kapalı tarafında daha küçük bir bayrak açılmıştı. iki bayrak da takımlar ısınmaya çıktığında açılmış ve televizyonda epeyce gösterilmiştir. ama bu dev bay rağı maç başlarken bir kez daha açan samsımspor taraftan galatasaray'ın golü erken atmasından sonra bir daha açmadan maç sonuna kadar toplu bırakmıştır. bu maçta -belki de artık hayat boyu duyamayacağımız- 'şampiyon samsunspor' ve galatasaray seyircisinin neredeyse maç boyu yaptığı tek tezahürat olan 'içimdeki samsun aşkı bambaşka, bu büyük taraftarınla çok yaşa, samsun bütün engelleri aşıyor, kupaları birer birer 'n.h' alıyor!' tezahüratlarını çokça duymuştuk. bu tezahüratların varlığı dahi samsunspor'un ligde ne kadar iddialı olduğunu ortaya koyuyordu..."
kaptan emin ile devam edelim yine: "bir tek o maç mı? istanbul'da hep kalabalıktı samsunspor taraftarı; izmir'de bile üç bin kişiye oynamıştık. ankara'da öyle, ikinci lig'de lüleburgaz'da, vefa'da, edirne'de... neticede o maçı kaybedince şampiyonluk da uçmuş oldu.