fenerbahçe ilk kez bir italyan takımını yeniyor..., coşkun çelik
bariç gönderilip takımın başına löw getirilince alman hocanın takıma kazandırdığı yüksek tempolu futbol ligde semeresini vermeye başladı. ardından uefa kupası eleme turunda daha önce iki kez elenilen göteborg 1-2 ve 1-0'lık skorlarla geçildi. ilk turdaki rakip ise buffon, thuram, fuser, asprilla, cannavaro gibi isimlerin yer aldığı italyan devi ac parma'ydı.
türk takımlarının italyan takımlarına karşı pek şansı yaver gitmiyordu. zira trabzonspor inter'i, galatasaray'da roma'ya yenebilmişti sadece. ve nihayet beyaz formalı fenerbahçe, sarı mavi enine çizgili formayla sahaya çıkan parma'nın karşısındaydı. 23. dakikada elvir baliç'in sağdan nefis ortasına romen oyuncu viorel moldovan'ın kafa vuruşu aynı güzellikte olunca fenerbahçe 1-0 öne geçti ve bu skorla bittirdiği maçta parma'yı kadıköy'de ezdi. fenerbahçe tarihinde ilk kez bir italyan takımını yenerken maçta elde edilen 125 milyarlık hasılat, o gün için türk futbol tarihinin elde edilen en yüksek rakamı oldu. maçın sonlarına doğru dino baggio ve cannavaro'nun gördüğü kırmızı kartlar fenerbahçe'nin işini rövanşta daha da kolaylaştıracaktı.
maç öncesi ve sonrası fenerbahçe taraftarları "juve" diye tezahürat yapsa da bir gün sonra galatasaray, torino'daki maçtan 2-2'lik beraberlikle döndü. böylelikle hafta sonundaki derbi maç daha da anlam kazandı. italyanları mağdur eden iki takımın maçından kazanan çıkmaacak, kadıköy'deki derbi 2-2 bitecekti.
gazetta di parma istanbuldaki maç sonrası "burada 1 gol atarlarsa 3 gol atmamız imkansız" şeklinde yazdı ama attılar! rövanş maçı fenerbahçe'nin istediği gibi başlamadı. saffet akbaş'ın kendi kalesine attığı golle açılan perde, crespo'yla aralandı. baliç turu bir anlığına getirse de bogossian'ın golü ümitlere nokta koydu. boliç'in 86. dakikada direkten dönen topu ise akıllardan hiç çıkmadı. saffet akbaş için de fenerbahçe defteri kapandı. bir türk takımı bir italyan takımını yine eleyemezken parma sezon sonunda kupayı müzesine götüren ekip oldu...