30 milyon euroluk yatırıma rağmen: zeminsiz yalanlara devam mehmet ali çetinkaya 22/02/2013 mehmetalicetinkaya.com
20 şubat 2013, çarşamba günü galatasaray ile schalke 04 takımları şampiyonlar ligi 1. eleme turu (round of 16) ilk maçında türk telekom arena’da karşı karşıya geldiler. son 2 sezondur süper lig’in flaş takımı olan sarı-kırmızılılar maçın 12. dakikasında burak ile öne geçtiler. 45′de ise jermaine jones, bundes liga’da çalkantılı bir dönem geçiren mavi-beyazlılar’ın beraberlik golünü attı. maç da bu skorla sona erdi.
ama benim asıl ilgimi çeken şey maçtan sadece bir kareydi!
30 milyon euroluk yatırım
5 aralık 2012′de şampiyonlar ligi grup maçlarını bitiren ve round 16′ya kalan galatasaray, ınter’den 7,5 milyon euro bonservisi ve senelik 5 milyon euro (3 taksit halinde yıllık 1,3 milyon euro imza parası + 3,2 milyon euro ücret + 500 bin euro maksimum maç parası) ile wesley sneijder’i ve çin’in shanghai shenhua takımı ile parasal sıkıntılar yaşadığı için sözleşmesini tek taraflı fesheden, bu yüzden de bonservisi elinde olan didier drogba’yı senelik 6,3 milyon euro (1,5 yıl için 4 milyon euro imza parası + 4 milyon euro ücret + 300 bin euro maksimum maç parası) ile transfer etti. toplam maliyetleri 30 milyon euro olan bu iki transferin en büyük amacı şampiyon ligi’nde yola devam etmekti. çünkü turları atlamak bir yandan prestij bir yandan da gelir anlamına geliyordu.
su baskını
23 ekim 2012, salı gecesi türk telekom arena’da şampiyonlar ligi grup maçında cluj’un önüne çıkarken galatasaray’ı bir sürpriz bekliyordu. maç sırasında şiddetli yağan yağmur kısa bir süre içerisinde zeminin büyük bir bölümünü sular altında bırakmıştı. bu yüzden maç sırasında top sürmek ya da kontrol etmek imkansız bir hale gelmişti. özellikle ikinci yarıda takımlar sadece topu kalelerinden uzaklaştırmak için efor sarf ediyorlardı. zaten başka bir şey yapmak da ellerinde değildi.
sarı-kırmızılıların en önemli “yatırım”larından biri olan elmander’in de sakatlanmasına neden olan zeminle ilgili olarak fatih terim maçtan sonra: “avrupa’da zevk olan yağmurlu sahalar, bizde dert oldu. avrupa’da her yerde yağmur yağıyor. seyredin hiçbir şey yok. bizde ilk kez yağmur yağıyor, rezalet bir ortam” diye zehir zemberek açıklama yapıyordu.
avrupa’nın 1 numaralı kupasına dahil bir maçta, hem de yaklaşık bir yıl önce “zeminin onarıldığı söylenmesine rağmen” yaşanan bu sıkıntılar, maçtan sonra bol bol gündemi işgal etmişti. galatasaray yönetimi çeşitli açıklamalar yapıp, stadın farklı amaçlarda kullanılmasından ötürü zeminin bozulduğunu ve ivedi bir şekilde zeminin yenileneceğini söylemişlerdi. birkaç hafta sonra da “zemini düzelttik” diye açıklamalarda bulundular.
schalke maçı
bu maçtan yaklaşık 4 ay sonra oynanan schalke maçında da zemin yine s.o.s. verdi. tüm ikili mücadelelerde ve koşularda çim zemin çamuruyla birlikte havalarda uçuşuyordu. işte benim de asıl ilgimi çeken sahne bunlardan birinde ekrana geldi. 3 yıllık yaklaşık maliyeti 22 milyon euro olan ve şampiyonlar ligi’nde devam etmek için “kurtarıcı” olarak düşünülen futbolcuların başında gelen sneijder, dizleri üzerine çökmüş kramponlarının dişleri arasındaki çim-çamur karışımını temizliyordu…
maçtan sonra terim, “maç yorumuna kendi sahamızın rezaleti ile başlamalıyız. maalesef çok kötü bir zemin vardı. rakip de aynı zeminde oynadı ama zemin bizi kötü etkiledi. rövanşta asıl farklı olacak olan zemin” açıklaması yapıyordu. sahada yer alan futbolculardan amrabat da benzer bir açıklama ile zemini suçluyordu.
kısır döngü
bu yazının konusu son 4 ay içinde galatasaray’ın yaşadıkları olsa da, geçmişte durum çok da parlak değil.
17 ekim 2011 tarihinde “zeminsiz yalanlar… tek umut uefa…” başlıklı bir yazı yazmıştım. konu aynıydı. trabzonspor avrupa kupaları tarihi boyunca evindeki ilk şampiyonlar ligi maçında lille’i konuk ediyordu ve saha zemini rezaletti. aynı günlerde türk telekom arena’da oynanan galatasaray – bursaspor süper lig maçında da durum farklı değildi.
30 kasım 2010′da yazdığım “51 yıl önce… 51 yıl sonra… ne değişti ki türk futbolunda?” yazımda da, beşiktaş’ın avrupa kupası maçlarında yaşadığı zemin sorunları ile 51 yıl önce aynı statta yaşanan zemin sorunlarını karşılaştırmaya çalışmıştım.
ironi, sistemsizlik ve kötü yönetim
real madrid’in teknik direktörü josé mourinho, 2010-11 sezonunda oynadıkları bir maçın ardından santiago bernabéu stadının zemini ile ilgili ağır cümleler kurmuştu. yönetim, milli maç arasından faydalanarak 1,5 hafta içinde zemini tamamen değiştirmiş ve bu işlem için 300 bin euro harcamıştı.
elbette sorunlar ve maliyet aynı olmayabilir ama bu örnek ışığında, devre arasında sadece 2 futbolcu için 30 milyon euroluk yatırım yapan galatasaray yönetiminin bu oyuncuları oynatacağı zemini hazırlayamamasının nedenini ve daha önemlisi “mantığını” çok merak ediyorum doğrusu. hele bir de 4 ay önce benzer nedenlerden ötürü sakatlanan bir oyuncuları olmasına ve teknik direktörleri sürekli zeminden şikâyet etmesine rağmen…
eklenti notu (11 aralık 2013): bu yazıyı yazdıktan dokuz buçuk ay sonra türk telekom arena stadyumu bir kere daha gündeme geldi. bu sefer juventus ile şampiyonlar ligi maçı yapılıyordu ve kar yağışı nedeniyle maç ertelendi. oysa o maçtan 2 yıl önce açılışı yapılan stadın reklam filmlerinde bile sahanın alttan ısıtmalı olduğu anlatılıyordu... (maçtan bir gün sonra toki "biz alttan ısıtmayı yapıp devrettik" derken, galatasaray kulübü, "aşırı yoğun ve iri taneli kar yağışı nedeniyle ısıtma görevini yapamadı" diye açıklama yaptı. yağışın yoğun olduğunu maçı izlerken ben de gördüm ama hem kar yağarken, hem de maça ara verildikten sonra erime belirtilerinin olmaması bana çok da mantıklı gelmedi. sonuçta kışı çok sert geçiren ve sürekli kar yağan bir sürü avrupa ülkesi var ve yoğun kar yağdığında ısıtma görevini yapamıyorsa, bugüne kadar bir sürü maçın ertelenmesi gerekmiyor muydu? oysa şampiyonlar ligi tarihinde kar nedeniyle ertelenen ilk maç, galatasaray - juventus maçı oldu. kısacası ortada şans mı, yoksa yalan mı var, kararı sizler verin...)