fenerbahçe, sezonu erken açmış, normal hazırlık maçlarım yapmış, takımını oturtmuş, eksiksiz sakatsız kampa girmiş, bütün hırsı ile galatasarayı bekliyordu.
galatasaray ise, uefa'nın resmi yazısı ile 28 eylülde karşılaşacağını bildiği rapid'i acaip ve korkunç bir karar değiştirmesi ile 24 ağustosta birdenbire karşısında bulmuş, hazırlıksız yakalandığı ve farklı mağlûp olduğu bu maçtan döndükten üç gün sonra sakatlı, eksikli, ruhen ve bedenen yorgun bir halde fener maçına çıkıyordu. fakat sahadaki oyun son dört dakikaya kadar galatasaraydan yana oldu. oyunu hep galip durumda götüren galatasaray. fenerbahçenin zaman zaman baskılı gibi görünen oyunu içinde fenerli futbolcuları ümitsizliğe boğacak kadar iyi kapanıp, iyi açılıyorlardı. fakat doğrusu fenerbahçe geçen mevsime nazaran her bakımdan daha iyiydi. akıllı, kondisyonlu ve istekli idiler. bütün bunlara rağmen ancak son dört dakikada ümitlenmek imkânını buldular ve oyunu berabere bitirdiler.
bu beraberlik golündeki karambolde bir faul kokusu kokmadı değil. bu maçın ortaya koyduğu hakikat iki takımın da ilerdeki maçlarında üstün olmak için daha çok çalışmaları gerçeği idi.