f.bahçe dün anadoluhisarında 2 saat çalıştı ve kampa girdi. g. saray bugün antrenmanda sakat olan metini deneyecek
fenerbahçe yarın ali sami yen stadında g. saray ile yapacağı spor toto kupasının ilk dev maçı için bugün kampa girecektir.
bu sabah antrenör gegiç, tarafından kampa alınacak futbolcular şunlardır: hâzım, radoviç, ali, şükrü, özcan, numan, cengiz, şeref, ercan, yılmaz, ali ihsan, canan, ogün, yaşar, birol, nedim, lemiç, caner.
cezalı bulunan abdullah ile sakatlığı henüz geçmeyen selim kamp kadrosuna alınmamışlardır. fenerbahçe dün anadoluhisar sahasında iki saate yakın çalışmıştır.
galatasaray menecer-antrenörü gündüz kılıç: «fenerbahçe maçından önce futbolcularım his ve sinir bakımından yorgun düştüler.» demiştir.
kılıç, kendi takımı ile uğraşmaktan fenerbahçeyi seyretmek fırsatını bulamadığını da ifâde etmiştir. galatasaray, fenerbahçe maçı için kamp yapmayacaktır.
fenerbahçe, galatasaray maçının biletleri ali sami yen stadyomu gişelerinden satışa çıkarılmıştır. numaralı tribün biletleri 25 lira, açık tribün biletleri ise 10 liradır.
fenerbahçe antrenörü gegiç «galatasarayın, rapid'e yenilmesi hiçbir şey ifade etmez. benim bildiğim galatasaray kuvvetli bir ekiptir. üstelik bir atasözü vardır «yaralı aslandan kork» diye,. işte ben bundan çekiniyorum» demiştir.
galatasarayın menecer antrenörü gündür kılıç ise, «futbolcularım sinir bakımından yorgun» demekle yetinmiş, maçın neticesi hakkında birşey söylememiştir.
türk futbolunda ezeli rekabetleri ile büyük rol oynamış galatasaray ile fenerbahçe, ilk maçlarını yaptıkları 17 ocak 1909'dan bu yana sırasıyla fenerbahçe, taksim, şeref, mithatpaşa, ankaragücü ve ankara 19 mayıs stadlarında 197 defa karşılaşmışlardır.
ilk defa bugün ali sami yen stadında oynayacak olan iki ezeli rakibin stadlara göre yaptıkları karşılaşmalar şunlardır:
galatasaray, galibiyeti son 5 dakikada kaçırdı: 1-1
sarı - kırmızılılar, sahada rakiplerinden daha canlı ve mücadeleci göründüler. golleri ergün ve yaşar attı
yorgun ve viyanada morali yıkılmış galatasarayı, sahada rakibinden daha canlı ve mücadeleci görünce onun hesabına sevindik tabii...
ama dakikalar ilerleyip de gerçeği görünce hepimiz hesabına üzüldük. gerçek şuydu: fenerbahçe, geçen yılın fenerbahçesi gibiydi... duran, yürüyen fakat koşmayan... top tutan, top geçiren fakat amaca gitmeyen... atlayan, sıçrayan fakat gereğince topa girmeyen...
her iki tarafın defansı adam adanın markaj yerine «bölge» kapamayı deniyor ve bunda galatasaray daha başarılı oluyordu. çünkü «girici» idiler ve... içte bu «ve» den sonrası oyunun düğüm noktası idi: fenerbahçe forvetinde kapanan bir bölge defansını yaracak hiçbir şey yoktu. sağdan, soldan ve geriden uzatılmış yüksek toplardan hiçbirini galatasaray defansından atamıyorlardı; «zone» dışında yaptıkları kısa paslarla defansı uyutup, aradan şimşek gibi sıyrılıverecek adamları da yoktu geriye tek imkân kalıyordu: uzaklardan şutlayıp yüklenmek. oysa bu forvette sorumluluktan kaçan bir hava vardı ve onu da yapmadılar.
goller
galatasarayın golü pek de beklenmeyen bir anda oldu. oyunu sarı — kırmızılı takım kendi orta saha üçlüsüne bırakmıştı. birden yılmaza top açıldı. yılmaz düzeltti ve ileri kaçan ergüne uzattı. ergün bu pasa depar yaparken defanstan tamamen sıyrılıverdi. girdi ceza sahasına ve şütünü patlattı. hâzımın hiç de uzağından geçmedi top.. iyi bir kaleci, iyi bir gününde olsa bu topu çıkartırdı.
fenerbahçenin golü ise artık taraftarların golden ümidini kestiği, gol beklemekten bıktığı bir sırada, 86 ncı dakikada oldu. hiç değilse yarım saattir rakip sahada hatta kale civarında didinip duran sarı — lâcivertliler yukarıda anlattığımız şekilde defans bölgesinin içine dalamıyor, arkasına aşamıyordu. nihayet sağdan ogün'ün şandelleyerek ortaya attığı bir topa turgay ve bekir sıçradılar. yaşar da fırladı. hiçbiri havadaki topu iyi kontrol edebilmiş değildi. ama kafayı yaşar vurdu. hepsi birden yere yuvarlandılar ve top ağlara gitti. pozisyonun hâkim adamı turgaydı. topu o almalıydı. ufacık bir gecikme bir galibiyet mal olmuştu. fakat kimsenin emektar turgayı suçlamağa hakkı olmamalıydı. çünkü galatasarayın ve türk futbolunun tarihinde bu adamın tek başına kazanılmış nice zaferlerinin hikâyesi vardı.
fenerbahçe, sezonu erken açmış, normal hazırlık maçlarım yapmış, takımını oturtmuş, eksiksiz sakatsız kampa girmiş, bütün hırsı ile galatasarayı bekliyordu.
galatasaray ise, uefa'nın resmi yazısı ile 28 eylülde karşılaşacağını bildiği rapid'i acaip ve korkunç bir karar değiştirmesi ile 24 ağustosta birdenbire karşısında bulmuş, hazırlıksız yakalandığı ve farklı mağlûp olduğu bu maçtan döndükten üç gün sonra sakatlı, eksikli, ruhen ve bedenen yorgun bir halde fener maçına çıkıyordu. fakat sahadaki oyun son dört dakikaya kadar galatasaraydan yana oldu. oyunu hep galip durumda götüren galatasaray. fenerbahçenin zaman zaman baskılı gibi görünen oyunu içinde fenerli futbolcuları ümitsizliğe boğacak kadar iyi kapanıp, iyi açılıyorlardı. fakat doğrusu fenerbahçe geçen mevsime nazaran her bakımdan daha iyiydi. akıllı, kondisyonlu ve istekli idiler. bütün bunlara rağmen ancak son dört dakikada ümitlenmek imkânını buldular ve oyunu berabere bitirdiler.
bu beraberlik golündeki karambolde bir faul kokusu kokmadı değil. bu maçın ortaya koyduğu hakikat iki takımın da ilerdeki maçlarında üstün olmak için daha çok çalışmaları gerçeği idi.
hazırız... hazır değiliz... falan filân derken, hazırlıksız galatasaray, fenerbahçe'den üstün göründü.
fenerbahçe, gegiç'e uymağa çalışırken, galatasaray da kılıç'ın son dünya kupası sistemini uygulamağa çalışıyordu galiba...
birol'u ve lemiç'i geri çekip kontrataklarla neticeye gitmeğe çalışan fenerbahçe ilerde nedim, yaşar ve ogün'ün kontrolsuz futbolleri yüzünden netice alamazken galatasaray, saha markajına hâkim olup yediği şanssız bir golle berabere kaldı.
bütün bunlara rağmen kat'i bir karara varmak için yakit çok erken. zehirli tenkidlere girmektense şimdilik susmak daha faydalı olacak. «sezon başıdır, formsuzuz, ortasındayız, kıvamında değiliz, sonundayız, sürantreneyiz»... bakalım, bekleyeceğiz
galatasaray hakettiği bir galibiyeti son dakikalarda yediği hatâlı bir golle kaybetti. 4-0'lık viyana hezimetinden sonra talât ve metin'den mahrum sarı — kırmızılıların dün çıkardıktarı oyun her bakımdan takdir edilmeğe değerdi. 4-3-3'ü geride ve ilerde pekâlâ tatbik ediyordu. topu havaya kaldırmadığı zaman içersinde fenerbahçe defansının her zaman için korkulu rüyası oluyordu.
galatasaray forveti... boş sahayı iyi kapayan ergin'i ve avrupai bir sağaçık gibi oynıyan, her tarafa deplâse olan yılmaz'ı beğendiğimizi söylemek isteriz.
fenerbahçe takımında ise, büyük ümit bağlanan birol, nedim, ogün ve yaşar sahada gözükmediler. ve lemiç'in yapmak istedikleri hareketleri anlayamadılar. müdafaada da ercan ve şeref hariç göz dolduran kimse yoktu. ikinci yarıda oyuna giren şükrü ilersi için ümit verici idi. avrupa'da haflar ileri kayarak gol atmaktadır. bu bakımdan yılmaz ve ercan'ın atağa kalkmalarını yadırgamamak lâzımdır. ancak avrupa'da atağa kalkan her futbolcunun yerini arkadaşı kapatmaktadır. fenerbahçe'de ise, bu işi yapan kimseye rastlamadık. netice olarak yugoslav hoca gegiç, «bu benim ilk imtihanım» demişti. bize kalırsa zaman pek erken olmasına rağmen fenerbahçe dün iyi bir imtihan vermedi. tahmin ederiz ki gegiç, sarı — lâcivertli takımda ayağında çok top çiğneyen, önümüzdeki günlerde pek çok futbolcunun kulağını çekecektir.
sarı — lâcivertliler kısa paslarla vakit öldürdüler
necmi tanyolaç
galatasaray hakkı olan galibiyeti son 5 dakikada kaçırdı.
viyana'da rapid'e 4-0 yenilen sarı — kırmızılılar gole kadar rakiplerinden her bakımdan üstündüler. aslında, galatasaray'ın yürüyerek futbol oynayan ve kısa paslarla sadece vakit öldüren fenerbahçe karşısında iki, üç farklı bir sonuca ulaşması gerekirdi ve bu, pekâlâ olurdu. ama tek golü yeterli görmüşlerdi. biraz korku, biraz telaş ve çoğunlukla viyana'nın üzüntüsünü unutturma isteği ile geriye yığılmaları bu sonucu hazırladı. yoksa fenerbahçe'nin, hele son dakikada böyle bir beraberliği sağlayacak üstünlüğü ve gücü yoktu.
fenerbahçe'yi bu sezon ilk defa seyrettim. sadece yürüyordu sahada. pas.. pas.. pas.. pas... bıktırıncaya kadar, usandırıncaya kadar. zaman öldürmekten başka bir işe yaramıyordu bunlar. galatasaray da böyle bir rakip bulunca rahat rahat oynadı ve şüphesiz diri fiziğiyle, işi bir ara rakibiyle alay edecek hale getirdi. fenerbahçe lig'de seyircisine ne verecektir bunu zaman gösterecek. anlaşılıyor ki gegiç, dün usanç verici paslarla rakibini yiyeceğini sanan takımına avrupa'dan bir şeyler öğretmek istemektedir. haftanın her günü yapılan idmanların, böyle bir ağır düzene uyamayan futbolcu bünyesinde yorgunluk yarattığı düşünülebilir.
galatasaray beraberlikle biten maçın başarılı tarafıydı. ama, rapid maçındakinden daha mı iyiydi sorusunu cevaplandıramayacağım. çünkü fenerbahçe bir rapid değildi.