her g.saray, her f.bahçe taraftarının fikstür çekilir çekilmez baktığı ilk şey şudur: maç ne zaman? burada kast edilen maç tabii ki iki takım arasında oynanacak derbidir.
sonra ilk maç kimin sahasında kısmına bakılır ve o haftayı beklemeye başlar iki taraf da...
maç günü geldiğinde her şey bir kenara bırakılır. kimi bir hafta önceden krize girer, kimi maçın başlama saatine kadar sukunetini korur. ama en objektif taraftar bile başlama vuruşuyla birlikte tuhaf bir futbol transına girer.
kendi adıma hedefimi ertesi gün gazete okuyacak, maç sonrasında spor programlarını seyredilecek kadar kuvvetli kalabilmek olarak belirlerim yıllardır. iyi taraftar, dediğimi anlayacaktır. ezeli rakibe yenilince ertesi gün gazete görmek istemezsiniz, televizyonu açacak cesareti bulamazsınız kendinizde vesaire...
uzatmayıp maça geçelim. f.bahçe kime sorsanız bu sezon ligin en kuvvetli takımı. kadro olarak çok zenginler, yanılmıyorsam sezon başından beri avrupa da dahil olmak üzere gol atmadan maç bitirmemişler, kondisyonları üst seviyede ve mesela 75’inci dakikadan sonra çok maçı çevirmiş, sürprizleri bol bir takım.
galatasaray ise türk filmlerindeki ‘fakir fakat onurlu bir genç vardı, hatırlar mısın?’ kıvamında.
maçın ilk saniyelerinde hikayenin genel hatları belli oldu. g.saray, ‘puan kaybetsek n’olur?’ tavrı hissedilen rakibine karşı inanılmaz bir hırsla, ‘bu maçı kazanacağız’ azmiyle saldırdı.
gol, ilk yarıda gelebilirdi g.saray için. hem de defalarca bu şansı yakaladı g.saray fakat bir türlü topu rakibin gol çizgisinin ötesine taşıyamadı. yiğidi öldür fakat hakkını yeme düsturuyla hareket ediyor ve bu noktada f.bahçe’nin en iyi oyuncusu rüştü’nün hakkını teslim ediyoruz.
sabri, conceiçao, orhan, cihan mükemmel oynadı. song ve tomas’tan zaten bahsetmiyoruz iyi olarak. onlar normal oyunlarını oynadılar. hasan şaş’ın erken sayılabilecek bir dakikada sakatlanarak çıkması g.saray’ın en büyük şanssızlığı oldu.
ilk yarı bir türlü gelmeyen gol, g.saray taraftarının ikinci yarının başında tedirgin olmasına yol açtı. çünkü malum, f.bahçe ikinci yarıları daha iyi oynuyor.
ironik bir şekilde ilk yarı sahada etkisiz eleman olarak gezen necati’yle gelen gol g.saray’ı rahatlattı.
maçın ilk yarısında nobre’nin kafa vuruşu dışında pozisyonu olmayan f.bahçe, haklı olarak galibiyeti korumaya çalışan g.saray’ın üzerine gelir gibi yaptı bir süre ama onlar da eridi gitti...
derbi galibiyeti, tadına doyulmayan güzellikte bir şeydir; bilen bilir. haaa, g.saray haftaya denizli deplasmanında ne yapar bilemem. ‘fenerbahçe hala bu sezon kupayı kaldırma ihtimali daha yüksek takımdır’ diyenler olur, onlara da ‘saçma konuşuyorsunuz’ demem, hatta katılırım.
fakat nedir gündem şu anda? g.saray: 1- f.bahçe: 0. gerisi boştur...