sarı -lacivertliler deplasmanda 2-1 yenildi, galatasaray'la olan puan farkı 5'e yükseldi
f. bahçe sakarya'da kayıp
hilmi türkay
sakarya - 9 yıl gibi uzun bir aradan sonra sakarya'dayız. bu stada gelemeyişimizin nedeni, ev sahipliği yapan sakaryaspor'un bu yıllar içerisinde ikinci ligde mücadele etmiş olmasıydı. yıllar geçti, yine biz sakarya-fenerbahçe maçıyla bu kentteyiz. hava yağışlı olsa da fazla soğuk yok, ama tribünlerin dolduğunu söyleyemeyiz. yıllar sonra gelmiş olsak da, sakaryalının bu maça ilgisi fazla yoktu. fenerbahçeliler de kendilerine ayrılan bölümleri dolduramadı. bunu, maçın erken saatte olmasına bağlayabiliriz.
galatasaray'ın adana karşısında puan yitirmesi, fenerbahçe'yi yeniden harekete geçirmişti. sakaryaspor karşısında alınacak üç puan, galatasaray ile fenerbahçe arasındaki farkı ikiye indirecekti. üç puanlı sistemde, tabii ki aradaki bu dört puan fark o kadar önemli değildi. iki takım arasında, fenerbahçe'nin cezası nedeniyle ankara'da oynanan karşılaşmayı sarı-lacivertliler 3-0 kazanmıştı. hesaplar yine burada da üç puan içindi. aksi sonuç yine gealatasaray'a yarayacak, beşiktaş'ı da şampiyonluk yarışının içine sokacaktı.
rüştü , sakat sakat oynadı, baliç de hasta yatağından kalkıp sahaya çıktı. gerçek olan bir şey var ki fenerbahçe ligde bulunduğu yere baliç'in attığı gollerle geldi. baliç'siz fenerbahçe'yi düşünmek mümkün değil. baliç'in oynadığı maçlara bakarsanız, hep üç puan alınmıştır. bir de oynayıp da formsuz olduğu karşılaşmalar vardı ki, bu 90 dakikalarda puanlar hep kaybedilmiştir.
alman teknik adamın bu kadar ısrarcılığını anlamakta güçlük çekiyoruz. sergen gibi bir yıldız varken, neden boliç bilemiyoruz. kimsenin artık fenerbahçe'de bu futbolcuya tahammülü kalmadı. ama löw'e soracak olursanız, bu futbolcuyu idmanlarda çok beğeniyormuş da onun için oynatıyormuş(!) ne diyelim...bu arada ilker 'in de mustafa doğan 'ı kestiğini unutmayalım.
sakaryaspor ikinci yarıda sahasında iyi grafik çizen ekip görünümü veriyordu. gelene gidene en azından üç gol atarak çoğu kez ligin 'sürpriz' takımı olma özelliğini eline geçirmişti. saha ağırdı, futbol için elverişli olduğunu söyleyemeyiz. her iki takım futbolcuları da bu nedenle top kontrolünde zorluklar yaşadı.
fenerbahçe, oyuna pas hatalarıyla başladı. ilk tehlikeli atak da aygün'le sakaryaspor'dan geldi. ancak rüştü gole izin vermedi. adrdından timuçin bir gol pozisyonu daha yakaladı takımı hesabına; fakat yine top rüştü'nün ellerinde eridi. ilk 20 dakikadan çıkarken sarı-lacivertlilerin sahada olumlu hareketini göremedik. savunmanın kendi arasında top alışverişinde bulunduğu anlarda gerek orta, gerekse forvette yer alan futbolcuların terleri soğudu adeta.
futbol vasattı, maç boyunca da vasatın üzerine çıkamadı. ilk bölüme bakıldığında sakaryaspor, pozisyon zenginliği olarak fenerbahçe'den üstün olan taraftı. oysa sarı-lacivertliler yıldızlar topluluğuydu. öyle değil mi? ama formasının hakkını vermek için çırpınanlar, gözlediğimiz kadarıyla hep sakaryasporlulardı. işte bu çırpınış, 28. dakikada ev sahibi takımı yusuf 'la öne geçirdi. rüştü, çoğu kez sakarya forvetine gol izni vermezken, bitime az bir süre kala moshoeu , savunmanın hatasından skora dengeyi getirdi.
f.bahçe'de dün kötüler hayli fazlaydı. uche 'nin, tayfun 'un, boliç'in yaptıklarını, sanırız bugün paf takımı oyuncuları bile yapmazdı. koca takım, aygün 'ü de tutamadı. ama o da öyle bir oynadı ki... ikinci bölüme fenerbahçe, baliç'in yerine sergen'le başladı. bu yıldız futbolcu, kurtarıcı olarak oyuna girdi. ancak nedense göndük ki sergen'e takımda doğru dürüst pas atan kimse yok. zaten sergen'in de girmesi oyuna güç katmadı. ilk yarıda olduğu gibi sakaryaspor, bu yarıda da fenerbahçe'den çok çok üstün olan taraftı. aygün'ün kişisel becerisi ve futbolu galibiyette büyük rol oynadı. skor 2-1 ama, daha da farklı bitebilirdi. bunu da rüştü engelledi.
sonuçta sakaryaspor, haklı galibiyet aldı ve başarılarına bir yenisini daha ekledi. fenerbahçe ise eline geçirdiği avantajı kullanamadı. bu futbolla zaten galip gelmeleri de mümkün değildi. sanırız aziz yıldırım 'ın sert önlemler alma zamanı geldi.