trabzonspor'un bu kadar kötü bir kimliğe bürünmesine neden olan mehmet ali yılmaz ve yönetim kurulu arkadaşlarının istifa etmeyerek hiçbir şey yokmuş gibi duyarsız davranmaları, taraftarların da bu olumsuz duruma tepkisiz kalması trabzonspor için en acı olanı...
gelelim maça... istanbulspor'da sol kulvarda petkov ve ahmet , sağ kulvarda da timur ve hamza hücuma kontrollü çıktılar. kanatları kapatarak mehmet ipek ve abdullah 'ın orta yapmasını engellediler. bu iki oyuncu da kulvarlarını hiç kullanamadı. içeri girerek genişlik verilmesine engel oldular. oyun, orta alanda sıkıştı. orta göbekte vugrinec ve fatih ikilisi de emre ve halilagiç tarafından çok iyi marke edilince trabzonspor'un gol atması tesadüflere kaldı.
oyunu kurmakla görevli ünal ve kalitvintsev , dripling yaparak ikiye birle savunmanın arkasına kaçma yeteneği olan oyuncular değil. en büyük özellikleri oyunu iyi okuyarak ustaca pas atabilmeleri. ancak nereye? bütün oyuncular durarak oynuyor. ne topsuz oyun var ne de boşa kaçma... topu ayağına alan oyuncu, forvette hareketli oyuncu bulamadığı gibi kanatlara baktığında da kimseyi bulamıyor...
istanbulspor ise gücünün ve kapasitesinin bilincinde. ileri ikilide mithat ve saffet , sürekli çapraz koşu yaparak zaten dengesiz olan recep, selim ve tansel 'in bütün dengesini bozdular. bu oyuncuları her ataklarında pozisyon hatasına düşürdüler. özellikle saffet, her pozisyonda tansel'i perişan etti. demiroviç 'in mesafe kat eden driplingleri, sarı-siyahlı takımın hücumda çoğalmasının nedeni idi. ancak, istanbulsporlu oyuncular, gerek son vuruşlarda gerekse yaratıcı gol pası üretmede beceriksizdi.
istanbulspor ikinci yarıya ahmet'in yerine mehmet 'i alarak başladı. hamza'yı sol kulvara çeken sarı- siyahlılar, mithat'ı orta sahaya, mehmet'i de ileri ikilide saffet'in yanına koydu. forvetin arkasındaki demiroviç'i de timur'un önüne. bu değişiklikler, istanbulspor'da pek bir şey değiştirmedi. oysa, karşısında değişmeyi ve kazanmayı istemeyen, her şeyini tüketmiş bir trabzonspor bulmuştu. biraz daha akılcı ve yürekli oynayabilse, forvette ve orta sahada ayağında top tutarak pas yapabilse, maçın rengi de değişecek sonucu da...
bordo-mavili takımın fatih ve vugrinec ile yakaladığı birkaç hazırlıksız pozisyonun da, bilinçli organizasyonlardan uzak olduğu için kaçırılması doğaldı. maçın sonlarında, ikinci bloktan stresle yüklü atılan şutlar da oyunun kaderini değiştirmeye yetmedi.