osmanlı kulüpleri mehmet yüce 17/01/2012 mackolik.com
galatasaray ile fenerbahçe, tarihlerinin ilk müsabakasını union club (ünyon kulüb)’da oynadılar. bu müsabaka aynı zamanda iki türk kulübü arasında icra edilen ilk müsabaka olması bakımından pek fazla ehemmiyet ihtiva etmektedir.
tarihte bugün 1909 senesinde; galatasaray ile fenerbahçe, kadıköy union club’da yaptıkları müsabaka ile seneler sürecek ve hiçbir vakit sona ermeyecek bir rekabeti başlattılar. kalabalık bir meraklının takip ederek tarihe tanıklık ettiği bu müsabakayı galatasaray; türk kaptanı emin bülend bey’in attığı iki golle, ikiye karşı hiç gol yemeden kazandı.
bu müsabaka kanun-i esasi’nin yeniden yürürlüğe girdiği 1908 senesinin hemen ertesinde oynanmış olması ile de ayrıyeten bir ehemmiyet arz etmektedir. mezkûr müsabaka iki türk kulübünün ilk defa karşı karşıya geldiği, korkmadan çarpıştığı ve mücadele ettiği ilk müsabakadır. galatasaray ve fenerbahçe; bırakın bir kulüp etrafında birleşmeyi, üç beş kişinin bile bir araya gelemediği istibdat rejimi sırasında kurulmuş iki gözü pek kulüptür. bu iki kulüpten galatasaray; henüz üç buçuk, fenerbahçe ise bir buçuk yaşındadır. işte sırf bu hakikat bile; futbol vadisi nazar-ı dikkate alındığında, bu iki kulübü diğerlerinden bir nebze ayırmakta, hususi bir yere koymaktadır.
her iki kulüpte de birinci nesil futbolcuları, yani galatasaray’dan celâl ibrahim, fenerbahçe’den gâlib kulaksızzade oynamaktadır. müsabakanın hakemliğini istanbul ligi’nin de kurucusu olan bay james lafontaine yapmıştır.
bu tarihi müsabaka ile ilgili elimizde iki görsel var. bir tanesi ali sami bey’in kişisel albümünden, diğeri de cengiz kahraman koleksiyonundan, ferid ibrahim bey’in deklanşöründen günümüze kadar ulaşmıştır. fotoğraflardaki seyircilerin kıyafetlerinden edindiğimiz izlenim; müsabakanın soğuk bir havada oynandığı şeklindedir. ayrıca müsabakanın hakemi fotoğraflardan birinde tarafımdan tespit edilmiştir.
bununla kalmıyoruz; ali sami bey’in istatistik defterinden bu ilk müsabakada oynama şerefine nail olmuş oyuncuları da öğreniyoruz. maçın detayına girdiğinizde bu osmanlı melekleri’ni görebilirsiniz.
stadyuma gelince; fotoğrafların birinde büyük, diğerinde ise ufak (muhtemelen ana tribünün karşısında) tribün tespit edilebiliyor. ayrıca bu özel müsabaka papaz çayırı’nda değil union club’da oynanmıştır. futbol tarihimizdeki sayısız hatalardan (ezberlerden) biri de şimdiki fenerbahçe stadyumu (union club, bu müsabakanın oynandığı yer) ile papaz bahçesi veya çayırı’nın karıştırılması ve aynı yer zannedilmesidir. bu mevzuya, yani çayırlarla ilgili geniş malumata daha sonraki yazılarımdan birinde değineceğimi belirterek şimdilik bu kadarını belirtmiş olayım.
müsabakanın ilk devresinin sonucu maalesef bilinmemektedir. emin bülend bey’in yaptığı iki golün dakikalarının bilgisi elimizde mevcut değil. müsabakanın saati ise fotoğraflardan net bir biçimde anlaşılmıyor. kapalı bir havada oynandığı belli ve güneşin yerini tespit edemedik. bununla beraber o dönemde yapılan bütün müsabakalar aşağı yukarı aynı saatte başlıyor, yani alafranga saatle öğleden sonra ikide.
bin dokuz yüz dokuz senesi kanunsani on yedinci pazar günü istanbul’un meşrutiyet evvelinde kurulma yürekliliği göstermiş iki yerli futbol takımı; sarı kırmızı galatasaray ile sarı laciverd fenerbahçe, union club’de muhtemelen saat 14:00’de bir müsabaka icra ettiler. artık hepsi evliya, hepsi ışıklar içinde yirmi iki futbolcu bir de hakem yaklaşık bir buçuk saat süren mücadeleyi yaptılar ve yaşadılar. sonuçta rakibinden iki sene daha eski, daha organize olan galatasaray, müessisi ali sami bey’in buyurduğu gibi “yabancı memlekette rastlanılan bir dost” olan fenerbahçe’yi sıfıra karşı iki sayı ile mağlup etti.
bir ömür boyu yaşayacağımız bir heyecan bahş eden, dünyada çok az millete nasip olacak bir rekabetin ilk tohumların atan; yirmi iki galatasaray ve fenerbahçeli oyuncunun, müsabakanın saygıdeğer hakemi bay james lafontaine'nin, iki osmanlı külübünün kıymetli kurucuları ali sami bey ile ziya (songülen) bey'in ve bu müsabakayı seyreden temaşakârların, daha ilk müsabakadan yolladığı o nurlu ışık bizi hep aydınlatsın, dostluk ve arkadaşlık içinde mücadele etmeyi öğretsin.