barcelona ve galatasaray’a yenilen sarı lacivertlilere bir darbe de lyon’dan geldi. her hattıyla tel tel dökülen, organize bir tek atak geliştiremeyen fenerbahçe yine hayal kırıklığı yaşadı ve taraftarını ağlattı.
belçikalı hakem bleeckere kötü bir yönetim gösterdi, sarı lacivertlilerin bariz bir penaltısını vermedi. lyon da 88. dakikada delmotte'un golüyle f.bahçe'yi yıktı.
uefa'dan kamera şakasına ceza
uefa, önceki gün atatürk havalimanı'nda lyon'un gelişi öncesi basın mensuplarına şaka yapan kanal 7 televizyonu'na ceza verdi. uefa yetkilileri, şaka nedeniyle bu tv kuruşunun kameralarının basın toplantısına almadı. şakada, kendilerini lyon oyuncuları ve yöneticileri gibi tanıtan ekip, türk basın mensuplarını yanıltmıştı.
yorumcu jacquet
maçı 25'i fransız, 3'ü israilli, 224 basın mensubu izlerken, fransa'nın ‘canal +’ ve israil'deki özel bir televizyon kanalı da naklen yayınlandı. fransa milli takımı'nın eski teknik direktörü aime jacquet de maçı canal + televizyonu'na yorumladı.
jeneratör devrede
geçen hafta barcelona maçında yaşanan elektrik kesintisi nedeniyle dünkü karşılaşma öncesi tedbirli davranıldı. fenerbahçe yönetimi, şehir elektriğinin yanı sıra jeneratörü devreye sokarak, herhangi bir aksiliğe karşı önlem aldı.
maçın adamı:ali güneş
f.bahçe'nin mutlak puana ihtiyacı olduğu karşılaşmada ali güneş oyunda kaldığı 72 dakika içinde 2 net pozisyon buldu. ancak genç futbolcu bunları bir bir kaçırdı. mağlubiyetin sorumlusu oldu.
maçın sayısı: 2
sarı lacivertli takım fransız temsilcisi lyon karşısında 90 dakika boyunca 5 şut attı. bunlardan ikisi kaleyi buldu. rakip ise maç boyunca 11 şut attı, dördü kaleyi buldu.
kader anı: 78.dakika
karşılaşma 0-0 berabere giderken, revivo'nun korner atışından gelen topu foe, andersson'dan önce ceza sahası içinde topu elle kesti. belçikalı hakem penaltı yerine, 'oyna' dedi ve maçın kaderini değiştirdi.
stat: şükrü saraçoğlu
f.bahçe: 1 rüştü (**), 6 z.mirkoviç (**), 2 mert meriç (**), 4 mustafa (**), 30 ali güneş (**), 9 (dk.72 serhat **), 17 lazetiç (*), 14 (dk.82 ceyhun), 28 johnson (**), 3 ogün (*), 18 abdullah (**), 10 revivo (*), 8 rapaiç (*), 19 (dk.46 andersson **)
hakemler: frank de bleeckere (*), roland van nylen (**), lode muyldermans (*)
fener’de hüsran
olmak yada olmamak maçıydı. avrupa arenasındaki ilk sınavında grubun favorisi barcelona'ya evinde 3-0 kaybeden fenerbahçe, dün lyon karşısında dönüm maçına çıktı. son iki maçında başarısız sonuçlar alan sarı lacivertliler hem taraftarını mutlu etmek, hem de şampiyonlar ligi'ndeki iddiasını sürdürmek istiyordu. ancak olmadı, bitime 2 dakika kala yediği golle sahadan 1-0 yenik ayrılıp, 2. tur grubu'na yükselme şansını oldukça azalttı.
mustafa denizli, böylesine önemli maça temkinli bir kadro ile çıkmış ve ilk yarıda rakibinin gücünü teraziye koymuştu. sahaya forvetsiz çıkan fenerbahçe, pozisyon bulmakta zorlanıyordu. devre golsüz bitince kulübede taze kan olarak andersson sahaya alınıyordu. artık herşey göze alınmış ve hücum ağırlıklı bir futbol tercih edilmişti. takımını böyle bir günde yalnız bırakmayan 10 bine yakın fenerbahçeli bıkmak bilmeden takımını destekliyor ve gol bekliyordu.
ilk yarıda her iki takımın da net denebilecek bir gol pozisyonu yoktu. ikinci yarıya daha arzulu çıkan fenerbahçe'de andersson'un hazırladığı pozisyonda 60. dakikada ali güneş golle burun buruna geldi. ceza yayı üzerinde şık bir çalımla rakibinden sıyrılan genç futbolcunun plasesinde isabet yoktu.
dakikalar ilerliyor, fenerbahçe bir türlü aradığı golü bulamıyordu. son koz olarak 72. dakikada serhat oyuna alınıyor ve mustafa denizli artık tüm silahlarını kullanıyordu.
78. dakikaya kadar başarılı bir yönetim gösteren belçikalı hakem, bu dakikada revivo'nun korner atışında foe'nin ceza alanı içinde topu elle kesmesine seyirci kalınca bir penaltımızı katletti.
işte bu dakikadan sonra bütün çabalar boşuna gidecekti. istanbul'a beraberlik için gelen fransız takımı, 88. dakikada delmotte'nin kafa vuruşundan gelen golle hayallerimizi yıktı. artık herşey mucizeye kalmıştı. kendi sahasında oynadığı iki maçı da kaybeden fenerbahçe, bundan sonraki maçlarında bir anlamda prestij mücadelesi verecekti.