cem can'ın "ilkelerimizi kim yazacak?: fan-etik yazıları 2" kitabından;
yanal zamanında futbol
ersun yanal'ın milli takımın başına getirilmesinden sonra, kazan hemen kaynamaya başladı. her zaman gündeme koyulan senaryonun yeni versiyonu oynanıyor.
ersun yanal'ı etki alanında tutabilmek için, aleyhte kullanılabilecek bütün argümanlar tek tek dosyalardan çıkartılıyor. ersun yanal'ın kendisini güçsüz, yetersiz ve tehdit altında hissedeceği bir atmosferin dekorları yavaş yavaş kuruluyor.
ersun yanal milli takımdaki kariyerinin öncelikle başkalarının yargılarına bağlı olduğunu düşünmeye başladığı anda istediklerine ulaşmış olacaklar.
eğer ki ersun yanal ümit ettikleri kadar güçsüz ve dayanıksız çıkarsa, aklına korku tohumlan bırakıp; oyunun kurallarım öğretecekler, ersun yanal'ı da aynılaştıracaklar, ehlileştirecekler.
bu, futbol dünyasının geleneksel sabitidir ancak ersun yanal da bir değişim çarpanı olarak başlı başına iyimserlik kaynağıdır.
ersun yanal, çağdaş futbol anlayışına, çağdaş antrenörlük uygulamalarına belki hakikaten yepyeni ve özgün bir boyut eklememiş olabilir. bu noktada antrenörlük camiasında beliren alınganlıklara bir ölçüde hak verilmesi de mümkündür. gene de ersun yanal'a türk futbol antrenörlüğünde apayrı bir yer vermek gerekir.
ersun yanal; antrenörlüğü bir tür "beden mühendisliği" boyutunun üzerine çıkartan, çok boyutlu ve kapsamlı bir çağdaş antrenörlük bilgisine sahip olmak için gereken iradeyi, bilginin otomatikman ödüllendirilmediği bir dönemde göstermiştir. hangi kulüpte çalışırsa çalışsın, öncelikli mücadelesini çağdaş futbolun gerektirdiği ekip ve ekipmanın sağlanması için vermiştir. futbolda bilginin kendi başına bir fark yaratmayacağım, bilginin asıl değerinin uygulama boyutunda ortaya çıkacağını somut olarak göstermiştir bilimsel antrenörlük uygulamalarını gerçekleştirebilmek için en istekli, kararlı ve ilkeli davranan, bu yöndeki kazanımları zor yoldan, mücadele ile elde edip, en doğru kullanan antrenördür,
ersun yanal'ın kanıtladığı başarılı antrenörlük biçimi, futbol dünyasında ihmal edilen, motivasyonunu yitirmiş birçok çevreyi canlandırmış, daha önce kullanılması düşünülmeyen birçok uzman, liglerde yaygın olarak çalışma olanağı bulmuştur. teknik adamlar, gittikçe sayısı artan yardım ekipleri için yönetimler ile tartışırlarken ciddi bir direniş gücü kazanmışlardır.
ersun yanal asla "burası türkiye" kalıbına sığınarak "kabullenilmiş acizlik" bahanesini kullanmamış, "imkânsızı başarmak" gibi süslü başarı tariflerini reddederek, daha çok "mümkün olanı" göstermeye yönelmiştir.
belki her şeyden önemlisi; bilginin yüksek, ulaşılmaz, anlaşılmaz ve yalnızca statü seçkinlerine ait olmadığını, herkese ait, ulaşılabilir, anlaşılabilir ve yaygın olarak kullanılabilir bir olgu olduğunu göstermiştir...
futbol federasyonunun yaptığı ersun yanal tercihinin futbolda çığır değiştiren bir seçim haline gelmesinin çok az ve basit koşulları var. federasyon eğer yanal'dan yalnızca takımın seçip yarıştırmasını ve dünya kupasına katılmak gibi hedefleri gerçekleştirmesini beklerse ersun yanal'ın potansiyelini iyice sınırlamış olur.
sözleşmedeki iş tarifi nasıl olursa olsun, federasyonun yanal'dan bütün hayallerini istemesi, üstlenmek istediği bütün rolleri vermesi gerekir. çünkü ersun yanal popüler kültürün, cilalanmış, gerçeklik duygusu olmayan ve geçici özellikteki yıldızlarından olmayıp, aslen her yeni bilginin sağladığı yeni olanaklar ve olasılıklar karşısında coşkulanan, isteği kamçılanan sistem odaklı bir emekçidir.
yanal hazır olduğu ve fark yaratacağını bildiği noktalarda sorumluluk ve inisiyatif kullanma hakkı talep ederse kendisine güvenilmelidir.
ersun yanal'ın federasyonda çalışmaya başlaması belli noktalarda sancılar yaratacaktır şüphesiz.
futbolun paradigmaları yeniden yazılacak, futbol çevrelerindeki sahte guruların takkeleri düşecek, dengeler yeni baştan ve yeni ilkeler doğrultusunda kurulacak, kimileri kırılacaktır. futbolun dili ve felsefesi değişecek, futbol daha fazla kavram kullanılarak tartışılacak, değişim masalları anlatanlarla değişim yaratanların yolları birer birer ayrılacaktır.
ersun yanal'ın futbol zaferlerinin çoğu saha dışına ait olacaktır.
(17.4.2004)
not: ersun yanal'ın milli takımdaki son maçına yazdım.