cem can'ın "ilkelerimizi kim yazacak?: fan-etik yazıları 2" kitabından;
türk antrenörlüğü, nereye?
turkcell süper lig gene o bildik fırtınaya yakalandı ve 9 haftada takımların neredeyse yarısı teknik direktörünü değiştirdi.
literatürde en erkeni 1956 olmak üzere çok sayıda araştırma var. son yıllarda bilgi işlem teknolojilerindeki gelişimlerle çok daha fazla değişkenin formüllere katıldığı araştırmalar yapılmaya başlanmış olsa bile futbol oyunu (ya da antrenör değişiklikleri) öyle bir fenomen ki henüz nedenleri ve nasılları somut bir şekilde ortaya koyabilen bir araştırma gerçekleştirilemedi.
daha önceleri sezon içinde ya da arasında yapılan değişikliklerin takıma kısa vadede olumlu etki yaptığı tespit edilmiş olsa bile mesela groningen üniversitesi ekonometri departmanından ruud köning'in 2000'de hollanda ligi için yaptığı çalışmada teknik direktör değişikliklerinin her zaman olumlu etki yapmadığı ancak bu değişikliklerden sonra takımların yedikleri gollerde belirgin bir azalma görüldüğü tespit edilmiş.
araştırmacılar yaptıkları çalışmaların geleceğe neden somut bir yargı taşıyamadığını gene kendileri açıklıyorlar. başlıca neden gerçek bir karşılaştırma yapma olanağının bulunmaması. yeni bir teknik direktörle çalışmaya başlayan hiçbir takım, maçlarını aynı koşullarda tekrarlama şansına sahip değil. eski hocanın içeride karşılaştığı rakiple yeni hoca dışarıda karşılaşıyor, hakem yönetimleri farklı, takımın ya da rakibin kadroları değişiyor vs...
tüm araştırmacıların çalışmalarında ortaya çıkan ortak faktör, teknik direktör değişikliğinin yarattığı "şok etkisi" ^
değişiklik sonrasında takımdaki farklılaşmayı futbolla ilgilenen herkes bilir: takım eski hoca hakkındaki olumsuz yargılardan (varsa) kesinlikle sıyrılır, üzerlerindeki suçluluk duygusunu ve yetersiz performans baskısını bir süre için uzaklaştırır.
kendisi hakkında yerleşmiş bir hüküm taşımayan yeni hocasına iyimser bir itaat göstererek kendisini çalışmaya verir. yeni teknik direktör de zaten bazı olumsuzluklar bulunduğunu kabullenerek geldiği için, çeşitli formsuzluklara, yetersizliklere asla yılgınlıkla yaklaşmayacağı gibi, hangi olumsuzlukları ne kadar olumlu yönde giderirse o kadar başarılı olacağını bildiğinden asla saldırgan, yargılayan bir yaklaşım içerisine girmez. ta ki takım teknik direktör, teknik direktör de oyuncular hakkında deneyimlenip yargılara sahip olana kadar...
futbolda yargılar orta vadede, kalıcı başarı/ başarısızlık orta- uzun vadede ortaya çıkar.
kesin olan şu ki; teknik direktör değişiklikleri aslında birer spor yönetimi fonksiyonu olduğu halde, genel olarak bir spor psikolojisi manevrası gibi kullanılmaktadır.
teknik direktör değişiklikleri genel olarak kısa vadede olumlu bir etkiye sahip olsa bile, incelenmesi gereken teknik direktör ve takım performansları değil, kulüp yönetimleridir. değişiklik sonrası etkilerin incelenmesinin yetersizliği ortada ise değişiklik öncesi yönetim süreçlerine odaklanılmalıdır.
değişikliklerin şöyle ya da böyle bir etkiye sahip olması dışında, teknik direktör sirkülasyonunun hızlanmasının ülke futbolu üzerindeki etkileri de var... türkiye'yi ele alırsak türk antrenörlüğünün yeterliliklerinin bu kadar şüpheli olmasında birçok teknik direk törün çok sayıda kulüpten sezonu tamamlayamadan ayrılmasının etkisi büyüktür.
teknik direktörlerin vızır vızır kulüp değiştirdiği futbolda teknik direktörün bir hocalık karakteri geliştirmesi, kendi yeterliliklerini ortaya koyması, eksiklerini süreç içinde geliştirmesi, ortaya özgün bir felsefe koyabilmesi neredeyse imkânsızdır.
böyle sübjektif "kan değişikliği" gerekçeleriyle çok sayıda teknik direktör değiştiren bir ülke futbolunda teknik direktörler vasat veya vasat altı niteliklere sahip olacaklardır. hem reel olarak hem de imaj itibarı ile... böyle ülkelerde çağdaş antrenörlük söylemleri çok, çağdaş uygulamalar ve çağdaş takımlar azdır. iyi performanslar geçicidir.
sezon içinde yarışma kaygısıyla telaşlanıp alel acele teknik direktör değiştiren yönetimler önlerindeki 1 -2 ay için iyi yönetim davranıştan göstererek rahatlasalar bile, orta uzun vadede ülkenin karakterine, futbol bilgisine ve felsefesine güvenilen, istekli coşkulu hocalarını erozyona uğratıyorlar, mesele budur.
teknik direktör seçimini kararlılık içeren teknik boyutu güçlü ve zaman toleransı yüksek olan bir uygulama haline getirmek için tazminat uygulaması mutlaka spor yönetiminin taviz verilmese bir parçası haline gelmeli, hatta federasyon her teknik direktör değişimi için bir miktar ekonomik yaptırım uygulamayı da düşünmelidir.
teknik direktörün elinin bu kadar zayıf olduğu bir futbolda yönetimlerin de teknik direktörlerin de gelişimi olanaksızdır.
26.10.2007
dip not: sezonun 5. haftasında fuat çapa'yı gönderen ve 7. haftada stumpf'u başa getiren gençlerbirliği'nin maçına yazdım.