tarihimizin ilk milli futbol müsabakası taksim’de topçu kışlası’nda yapıldı. beyaz gömleklerinin üzerini hilâl ve yıldız süsleyen milli oyuncularımız ile romanyalı misafirlerimizin çetin müsabakasını izleyenler tarihe tanıklık ettiler.
bundan tam seksen dokuz sene evvel bugün milli futbol takımımız ilk beynelmilel müsabakasını icra etti. yirmili senelerin hemen başında stadyuma çevrilen tarihi taksim topçu kışlası'nın avlusuna (taksim stadyumu)’na toplanan binler milli takımızın ilk müsabakasını heyecanla takip etti.
daha bir ay öncesine kadar şehirlerindeki düşman işgali, ingilizlerin son balolarını verip son futbol müsabakalarını da yaptıktan sonra şehri terk etmelerinden sonra fiili olarak sona ermişti. sultan vâhidüddîn han hazretleri, ingiliz hms malaya zırhlısına binip gideli nerdeyse bir sene olmuştu. halife hazretleri abdülmecid efendi mevkii olan son osmanlı idi. ankara’da yeni bir hükümet vardı. memleket düşmandan temizlenmiş, mudanya da, lozan’da antlaşmalar imzalanmıştı. artık herkes yeni kurulacak cumhuriyet’in ilanını bekliyordu.
işte böyle bir havaya geldi romenler istanbul’a, yeni kurulacak milli devletin milli takımıyla müsabaka yapmaya. bükreş’in en iyi futbolcularından oluşan on iki kişilik bir milli takım ile yine bükreş muhteliti’ni oluşturan ilave yedi oyuncu gelmişti istanbul’a... aslına bakarsanız gelen romen takımı en güçlü romanya milli takımı değildi. profesyonel oyuncular ve bükreş dışındakiler getirilmemişti. romanya kafile başkanı bay mario kebauer getirilen oyuncuların hepsinin amatör olduklarını söylüyordu:
“istanbul’a gelmek mevzu bahis olunca, hemen spor kulüplerine bir tamim göndererek tazminat falan gibi namlarla para istemeyen oyuncuların seyahate iştirak edebileceklerini bildirdim. davete bu gençler icabet etti. ve nihayet buraya yalnız zevki için futbol oynayanları getirmiş olmakla bahtiyarım.”
her gazetenin bir milli takım yaptığı ‘o dönem böyle deniyordu’ yapılan her milli takımın yerden yere vurulduğu, neredeyse herkesin futbol mütehassısı kesildiği bir vadide, kimselere çok da kulak asmadan ve kimselerin kolay kolay ‘lafının üzerine laf’ söyleyemeyeceği ali sami bey kuruyordu milli takımı. ortalık kulüpçüden geçilmezken, galatasaray, fenerbahçe ve altınordu birbirleriyle kavgalıyken; beşiktaş, 1923 -24 istanbul ligi’ni de protesto etmekle kalmayıp, bir de darrüşşafaka ve idman yurdu’nu da müttefik tutup ligden çekilmişken kuruyordu ali sami bey milli takımı.
o kulüpçülük yapmıyor, sadece bir oyuncu alıyordu kendi kulübünden milli takıma. kalanı fenerbahçe ve altınordu’dan en iyi oyunculardı. o zamanki şartlar içinde yapılacak en iyi milli takımlardan birini yapıyordu.
müsbaka heyecanlı oldu. biz de kazanabilirdik onlar da. mağlup duruma da düştük, galip vaziyete de yükseldik. bizim de merkez muhacimimiz iki tane attı, onların da...müsabakayı 6 teşrinevvel’de şehre kolordusuyla giren şükrü naili paşa ile birlikte izleyen spor âlemi baş muharriri üstat burhanettin (felek) bey’e göre romenleri elimizden kaçırmıştık. yapılacak herhangi bir muhtelit takım bile bunları kolaylıkla yenebilirdi.
türkiye idman mecmuası ise sonucun kritiğinden ziyade oyuncuların teknik yönlerine değinmişti. âlâaddin ve sabih’in oyununu takdire şayan bulurken nedense iki gol birden yapan zeki’yi pek beğenmemişti.
mâmafih üzerinde haftalardır konuşulan, onlarca değişik takım tertip edilen, hiç biri de beğenilmeyen türkiye – romanya beynelmilel futbol müsabakası istanbul taksim stadyumu’nda, yirmi altı teşrinevvel bin üç yüz otuz dokuz cuma öğleden sonra, istanbul çekoslovak cemaatinden bay antonin kratky’nin hakemliğinde icra edildi. müsabakanın yirmi beşinci dakikasında romen merkez muhacimi gansl sert bir şut ile ‘kaleci nedim’in topa dokunmasına rağmen’ takımını öne geçirdi.golü yiyen millilerimiz maneviyat kırıklığını üzerinden çabuk atarak topyekün saldırdılar romen kalesine. nihayetinde 32.dakikada bir frikik kazandılar. cafer geçti topun başına. atış kullanıldı top döndü dolaştı, ayaktan ayağa ve sonunda zeki bey’in önüne düştü. zeki de sert ve isabetli bir şut ile türk futbol tarihine geçti.
oyuncularımızın göğüslerinde taşıdıkları hilal ve yıldızın golden sonra sanki daha da parıldadığını gördü müsabakayı izleyen yedi sekiz bin istanbullu. “yaşa bravo” sesleriyle yüreklendiriyorlardı milli takımı. onlar da hakimiyeti ele almışlardı yavaştan. tam bu esnada top fenerbahçeli bedri’ye geldi. bedri ilerlemek istedi ama romen müdafisi çok sert durdurdu onu. kıvranıyordu garibim yerde. çıkarttılar oyundan bedri’yi... ilk devrenin sonu gelmişti. bay kratky düdüğü sertçe öttürdü ve “tamam, ilk parti bitti” dedi.
ikinci parti ibrahim girdi oyuna. romanya kaptanı itiraz etti. ancak romanya kafile başkanı centilmen bir zattı. müdahale etti. ibrahim’in oyuna dahil olmasını kabul etti. yeniden on bir kişi oldular. o devirde sakatlanıp müsbakayı terk eden oyuncunun yerine başkası giremezdi.
devre başladıktan hemen sonra bir romen atağını durduran merkez muavin galatasaraylı nihat bey topu kapıp fenerbahçeli sabih bey’e kadar gönderdi. sabih kıvrak bir çalımdan sonra zeki bey’e yolladı. zeki bey çok zeki bir oyuncu. baktı önü kalabalık yeniden verdi sabih bey’e. sabih de topu alıp sürdü. iyice yaklaştı kaleye. seyirciler bağırıyor: “haydi sabih vur şu topa.” vurdu sabih. döndü kaleciden ve zeki bey’in önüne geldi top. eh sonrası mâlum...
mağlup durumdan galip duruma yükselen millilerimiz devam etseler cesur oyunlarına belki daha da atacaklardı romenlere. ama yapamadılar. korumak istediler vaziyeti. öyle olunca da bu sefer bastıran romenler oldu. bir ara hasan kâmil bey öyle bunaldı ki; topa elle müdahale etmek mecburiyetinde kaldı. çekoslovak hakem hafifçe öttürdü düdüğünü... topun başına nedim’in belalısı gansl geçti ve nedim’i yine alt etti...
golden sonra milli takım yine bastırdı lâkin nafile. bay antonin kratky önce saatine gözünün ucuyla baktı, sonra da kaptanlara. sonra da düdüğü dudağına götürdü.
milli takımımız ilk müsabakasına çıktığı o gün galip gelmeyi herkesten çok istemişti. lâkin muvaffak olmadı. ama oynadığı güzel oyun ve gösterdiği fedakarlıkla seyircilerden kuvvetli bir alkış aldı. o gün sahada oynayan türk ve romen oyunculardan hiçbiri şimdi aramızda değil. hepsini teker teker saygı, hürmet ve rahmetle anıyoruz efendim...