cem can'ın "fair play yemin istemez: fan-etik yazıları" kitabından;
komplo'da boğulmak
her komplonun üç öğesi var: bîr grup insan, gizlilik ve kötü niyet. bu durumda komplo tanımı "iki ya da daha fazla insanın yasa ya da ahlak dışı bir eylem için anlaşmaya varması" olarak yapılıyor.
komplo teorileri ise, görünen neden ve sonuçların dışında başka neden ve sonuçların bulunduğunu iddia eden teoriler. şüpheci yaklaşım komplo teorilerini; geçerli delil bulunmadığı, çürütülemeyecek şekilde yapılandırıldığı ve imkansız derecede karmaşık oldukları için reddederlerken, komplo teorilerine inananlar ise güçlü grupların gerçekleştirdikleri komploları sakladığım kanıtları yok ettiğini veya bulandırdığını, şüphecilerin açık fikirli olmadığını ve statükodan çıkan bulunduğunu ileri sürüyorlar.
biz ise belki de antidemokratik ve kapalı yönetimlerin dolaylı yönlendirmesi ile paranoya düzeyine varan ölçüde, her baktığımız yerde bir komplo teorisi üreten bir toplumuz.
en basit televizyon yarışmasından, en basit oyuncu transferinden ve en basit hakem hatasından bile sayısız komplo teorisi üretecek ilhama ve olumsuzluk perspektifine sahibiz.
uefa'nın galatasaray ve beşiktaş'ın maçlarını batı avrupa'ya almasının arkasında neler neler bulduk: avrupa'nın bizi "doğu kültürüne sahip bir ülke olarak coğrafik olarak fazla batıda" bulduğu için çok rahatsız olduğu açık ama bu kararın bizi tibet'in kuzeyine yerleştirmeye yetmeyeceği de ortada idi.
avrupa'nın terörü yaşadığını da biliyoruz ancak intihar saldırısı denen mevhuma tamamen yabancı olduklarından büyük bir dehşete kapıldıklarını, bu korku içinde her türk vatandaşım potansiyel bir intihar gönüllüsü olarak görüp çaresizliğe düşmüş olabileceklerini hiç aklımıza getirmiyoruz. ki o avrupalılar henüz karakol kapısında makineli tüfekle nöbet bekleyen polisleri bile hazmedebilmiş değiller.
uefa'nın kararı hatalıdır ama gruptan zaten çıkan juventus'un bundan hiçbir çıkarının olmadığını juventus'u harika bir stadyum atmosferinde yenmeden düşünemedik...
hele ki uefa'nın (maçların başka bir ülkede oynanması karan ile aynı günlerde) avrupa birliği'nde lobi çalışmaları yapmak üzere brüksel'de bir ofis açtığı öğrenilmiş olunsa idi, uefa komplosunun arkasında bir avrupa birliği talebinin olduğu da düşünülebilirdi...